banner13

İşçinin köylünün emekli dul ve yetimin çalışanın ve ya çalışmayanın
belini büken adalete sığmayan hakkaniyetten uzak vergiler.
Sorumsuz, şeffaflıktan uzak ve halka hesap verme geleneği olmayan
devlet yönetimleri, geçmişten bugüne, içine düştükleri mali
darboğazlardan kurtulmak ve gelir üretmek üzere akla hayale gelmedik
tuhaflıkta gelir kaynakları ve vergi yöntemleri icat etmişlerdir.
Tarihte, bu bağlamda, 1700’lerde Ingiltere’de evlerdeki pencere sayısına
göre, 1300-1800 yılları arasında Fransa’da ailelerce tüketilen tuz
miktarına göre vatandaşlardan vergi alındığı; Deli Petro döneminde
Rusya’da sakallı erkeklerin sakal vergisi ödemekle yükümlü tutuldukları
bilinmektedir.
Günümüzde bu kadar absürt olmasa da, benzeri tuhaf ve şaşırtıcı
uygulamalara, Türkiye’de ve ekonomik sorunlar yaşayan başka bazı
ülkelerde de rastlanıyor.
Ekonominin içinde bulunduğu kronik kriz şartları ve ağır vergiler
nedeniyle dünyada sadece Türkiye’de olan veya dünyada nadir
örnekleri olsa da en abartılı biçimlerine Türkiye’de rastlanan bu tip
çarpıcı uygulamaları şu şekilde sıralayabiliriz*:
-Vadeli Çek:
Türkiye ve bazı latin Amerika ülkeleri hariç, dünyada çek, “bankada
hazır bulunan paraya dayanılarak” verilir ve “tahsilat tarihi” (vadesi)
olmaz. Biz ise, işgüzarlık yapıp ince bir kurnazlıkla 3-6-9 ay gibi vadeler
koyarak, sahip olmadığımız para üzerinden bir ödeme aracı icat etmiş,
yani bir tür “kredi modeli” geliştirmiş bulunuyoruz.
-Cep Telefonu Kayıt Bedeli:
Dünya’da, cep telefonu için satış fiyatından daha fazla parayı "vergi"
olarak alan tek ülke Türkiye’dir. Bu doğrultuda, 2025 yılı için ilan edilen
resmi IMEI kayıt bedeli 45 bin TL’dir. Ayrıca yurt içindeki satışlardan
Turizm Bakanlığı payı, TRT Bandrol ücreti, ÖTV ve KDV adı altında

alınan ve telefon satış bedelini aşan vergiler, Hindistan ve Endonezya
gibi ülkelerdekilerden daha yüksektir.
-Yurt Dışına Çıkış Harcı:
Yurt dışına çıkan vatandaşlarından harç alan İran, Mısır, Japonya,
Filipinler gibi başka ülkeler de var. Fakat Türkiye, uygulamanın
sürekliliği ve harç miktarı bakımından benzersizdir.
-Otomobillerde Fahiş Oranlarda ÖTV:
Araç fiyatlarının kategorisine ve motor hacmine göre, satış bedelinin 2
ve daha fazla katına ulaşabilen Özel Tüketim Vergisi, Türkiye’yi bu
konuda dünya ülkeleri arasında benzersiz bir konuma getirmiştir.
-Dolaylı Vergilerin Yüksekliği:
Türkiye, toplam vergiler içinde %70’e yakın dolaylı vergi oranıyla OECD
ülkeleri arasında ilk sıradadır.
-Özel İletişim Vergisi (Deprem Vergisi):
1999 yılında geçici olarak getirilen bu vergi, kalıcı hale gelmiştir ve
telefon, internet gibi iletişim hizmetlerinden alınmaktadır. Bu verginin
kalıcı hale getirilmesi benzersizdir.
-Elektrik Faturalarında TRT Payı:
Elektrik faturalarından ve elektronik ürünlerden "bandrol bedeli" adı
altında kamu yayıncısı TRT'ye pay alınması, dünyada pek rastlanan bir
uygulama değildir.
-Gelir Garantili Yap-İşlet-Devret Projeleri:
Köprü, otoyol, hastane ve havaalanı gibi projelerde gelir garantisi
verilerek yap-işlet-devret modeli uygulanmaktadır. Türkiye’nin, maliyet
yüksekliği ve uygulama yaygınlığı yönünden istisnai bir konumda
bulunduğu bu tür devasa gelir garantili projeler, dünya genelinde sadece
sınırlı sayıda ülkede bulunuyor.
-Siyasi Partilere Devlet Yardımı:
Mecliste grubu bulunan siyasi partilere devlet yardımı, milletin
kesesinden aktarılan düzenli bir gelir kapısı haline gelmiştir.
-Pırlanta ve Değerli Taşlardan Vergi Alınmaması:
Ülkemizde pırlanta ve bazı değerli taşlardan vergi alınmamaktadır.
Benzer uygulama, Birleşik Arap Emirlikleri'nde de bulunuyor.

-İkinci El Otomobil Fiyatlarının Yüksekliği:
Döviz kuru artışlarına ve kriz şartlarına bağlı olarak, ikinci el otomobil
fiyatları, garip bir biçimde sıfır araç fiyatlarını geçebilmektedir.
-Verginin Vergisi Uygulaması:
Bir çok örnekte, hem ÖTV, hem de bunun üzerinden KDV alınması,
sistematik ve yaygın uygulanışı açısından Türkiye’ye özgüdür.
-Şirket Kaşesi Kullanımı:
Herhangi bir kırtasiyecide yaptırılabilen şirket kaşesi, anlamsız bir
biçimde resmi işlemlerde “olmazsa olmaz” bir unsur olarak kabul
edilmektedir.
-Ticaret Odası Aidat Borcu:
Ticaret odasına aidat borcu olan şirketlerin, diğer tüm işlemleri
tamamlansa da kapanış işlemleri yapılmamaktadır.
-Taksi Plakası Değerleri:
Aracın değerinden kat be kat fazla, bazen 10 kata kadar ulaşabilen taksi
plakası bedeli, istisnai olarak Türkiye’dedir.
Dünyada ortalama fiyat seviyelerinden işlem gören bazı ürün ve
hizmetler Türkiye’de neden akıl almaz ölçüde yüksek fiyatlarla satın
alınıyor? Türkiye’de neden devlet, her fırsatta vatandaşların alım
satımları, ticari faaliyetleri, tüketici veya yararlanıcı konumda oldukları
mal ve hizmetler üzerinden garip, ölçüsüz ve benzersiz vergiler alma
yoluna gidiyor?
Bu tür uygulamalar, bir ülkenin mali politikaları ve vergi sistemi başta
olmak üzere; ekonomik yapısı, gelir dağılımı, kalkınma düzeyi ve
toplumsal kültürü hakkında önemli ipuçları veriyor.
Bu tür şartların ve uygulamaların varlığı, o ülkede;
-Gelişmekte olan veya azgelişmiş bir ülkeyi, -Üretimden çok tüketime
dayalı bir ekonomiyi,
-Rekabetçi ve yenilikçi olmayan, düşük teknoloji esaslı ve düşük katma
değerli üretimi,
-Düşük kişi başına milli geliri, yaygın ve derinleşmiş gelir dağılımı
adaletsizliğini,

-Yetersiz kurumsal yapıyı, zayıf mali yönetimi, şeffaflıktan yoksunluğu ve
düşük hesap verebilirlik düzeyini,
-Toplumda kamu hizmetlerine olan yüksek bağımlılığı ve gelir
güvencesinin yetersizliğini anlatır.
Bu temel gösterge ve karakteristikleri şu şekilde açıklayabiliriz:
-Ölçüsüz ve benzersiz vergiler icat etmek ve sıra dışı kaynaklara
başvurmak, ekonomik zorluklar yaşayan ülkelerde, kamu
harcamalarının finansmanına yönelik acil gelir üretme ihtiyacından
doğar.
Güçlü, tutarlı, adil ve sürdürülebilir bir maliye politikası ve vergi
sisteminin bulunmaması; vergi tabanının ekonomik zayıflığı ve dış
borçlanma kapasitesinin yetersizliği, devleti iç kaynaklardan gelir elde
etmek üzere agresif vergi politikalarına yöneltir.
“Gelir vergisi” başta olmak üzere, “doğrudan vergilerin” adil şekilde ve
yeterli düzeyde toplanamaması, devleti dolaylı vergilere bağımlı hale
getirir.
-Ölçüsüz vergilerle ve sıra dışı yollardan kaynak üretme çabaları, gelir
dağılımının adaletsiz olduğu ülkelerde ortaya çıkar.
Varlıklı kesimde vergi ahlâkının, devlette de nizami vergi toplama
gücünün bulunmaması; hükümetleri, yoksul kesim ağırlıkta olmak üzere
herkesten, kullandıkları zorunlu mal ve hizmetlerle ilişkili ve hiç bir kaçar
yol bulamayacakları dolaylı vergi toplamaya yöneltir.
-Rekabetçi ve üretken bir ekonomiye sahip olmayan, üretimin düşük
katma değerli ve düşük teknoloji esaslı olduğu, dolayısıyla “değer
oluşturma” kapasitesinin yetersiz olduğu ülkelerde, devlet “üretim
üzerinden” değil “tüketim üzerinden” vergi elde etme yoluna gider.
-Seçmen kitlelerini memnun etmek ve tekrar seçilme güvencesini
sağlamak üzere sosyal yardımları ve popülist harcamaları araç olarak
kullanan yönetimler, hesapsız harcama ihtiyacını finanse etmek için
sürekli şekilde dolaylı vergileri arttırırlar.
-Ölçüsüz nitelikteki, ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergiler, gelir düzeylerine
bakılmaksızın herkese (tüm kullanıcı ve yararlanıcılara) aynı oranda
uygulandığından, gelir eşitsizliğini derinleştiren, ekonomik adaleti
giderek daha fazla bozan ve kronikleştiren vergilerdir.

-Yüksek ve adaletsiz vergiler, tüketim ve tasarruf davranışları üzerinde
olumsuz etki yapar, yatırımcılığı ve girişimciliği caydırır ve kayıt dışı
ekonominin büyümesine yol açar.
Bu tür politika ve uygulamalar, hükümetlere kısa vadede gelir sağlasa
ve kısmen nefes aldırsa da, uzun vadede toplumsal ve ekonomik
dengeleri bozar; ekonominin üretim ve değer oluşturma potansiyelini
zayıflatır, gelir dağılımı adaletsizliğini derinleştirir, dolayısıyla kalkınma
ve refahı engeller.
Bu nedenlerle, vergi politikalarının adil, şeffaf ve sürdürülebilir bir yapıya
kavuşturulması, ülkelerin sağlıklı ve dengeli kalkınması açısından
elzemdir.
Vergileri artırarak kalkınma ve refah olmaz.Vergiler adaletli ve dürüstçe
toplanmalıdır.Devlet hileli iflasları ve konkortoları masaya yatırmalıdır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner22

banner21