Hatırlarsanız son zamanlarda sayın Bahçeli’nin bize göre yersiz çıkışları oluyordu. Bir çoğumuz bu söylediklerini bir yere oturtamıyordu. Nitekim operasyonlar başlıyor, Suriye’nin büyük bölümü temizleniyordu. Var olan eli kanlı dikta rejimi, bıraktığı onca acıyla çöküyordu. Geride bir çok kan ve gözyaşı bırakıyordu. Gelin sizinle bu olayları daha detaya inerek analiz edelim. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, yaşananlar dünya savaş tarihini yeniden yazdıracak bir Türk aklının başarısıdır. Sahada onca ayrı unsuru, senelerin çalışmasıyla bir noktada birleştirip, güçlü ve düzenli bir ordu gibi hareket etmelerini sağlayan Türk derin devletinin başarısıdır. Küresel firavunlar tarafından üzerine bir dağ gibi yığılan insan göçünü, Türkiye’de on sene boyunca kendi ideolojisiyle sentezleyip, bunu avantaja çevirecek bir aklın, akıl ötesi başarısıdır.
Son zamanlarda yaşanan gelişmeler tamamen buydu. Peki kim ne kazandı ve ne kaybetti. Sayın Erdoğan’ın gelmeyeceğini bildiği halde sırf Rusya ‘ya ve küresel dünyaya ‘biz çağırdık Esat’sa burnu havada cevap verip bizim sabrımızı zorluyor’ dedirtmek için yaptığı plan başarılı olmuştur. Ukrayna’dan dolayı Suriye’deki saha koşullarını okusa da müdahale etmekte aciz kalan Putin(Şu an için) yenilen taraf olmuştur. Esat’la bir çok işbirliği ve ortak askeri vs anlaşma yapıp yakın zamanda Suriye de askeri olarak üst kurmak isteyen Çin, yenilen taraf olmuştur. Saha da bir çok Sünni kanı döken Esad’ın yönetimine kadar söz sahibi olan İran, yenilen taraf olmuştur. Bu operasyon dan dolayı planları alt üst olan İsrail, can havliyle Suriye’nin tapu binasını, mit binasını vurup Galon tepelerinde varlık göstermeye çalışsa da, en büyük yenilen taraf olmuştur. Saha da ki onca unsuru bir arada birleştiren bundan düzenli bir ordu kurup Esad’ı yıkan Türk aklı kazanmıştır. Üstelik dünyada ki onca küresel devlete inat, bunu yapabilme cesareti göstermesi, aklın alacağı şeyler değildir. Sabır akıl doğru konjonktürü bekleme ve elde ettiğin zemini zamana yayabilir tüm parçaları birleştirip , doğru zamanda hareket etmek akıl ötesidir. Küresel tüm hesaplara, büyük bir operasyon çekmektir. Tıpkı Osmanlıda var olan, insan kazanan yumuşak güç politikasını, Türkiye gerçekleştirmiştir . Buralarda artık Türkiyesiz kuş uçmayacağı kanıtlanmıştır. İbrahim beyin bu kadar kısa bir süre sonra Emevi camisinde namaz kılması bunun kanıtıdır.
Suriye Türkiye’nin ,Türkiye Suriye’nin elini kolunu sallayarak gidebileceği ikinci vatanı olacaktır. Ensar muhacir ilişkisi yüzyıllar boyu unutulmayacak bir bağ oluşturmuştur. Türkçe konuşup Türk kültürüyle büyüyen milyonlarca insan, Türkiye ile et ve kemik gibi kopmaz bir ilişki oluşturmuştur. Bu başarı Erdoğan’ın, bu başarı Türk devletinindir.
Fidan'ın dün Ürdün’de İsrail'in yaptıklarını tokat gibi yüzüne vurması, bölge ülkelerindeki korku ve yıldırma politikalarının, Türkiye sayesinde çökeceğini göstermektedir. Bu noktada Arap Birliği bağımsız bir denklem yakalayabilirse bu batının çöküşü olur. Yakalanan havayı, özellikle Arap ülkeleri çok iyi değerlendirmesi lazım.
NOT: Onca acı ve kan gözyaşından sonra Suriye halkında şunu gördüm ki , kimse bir daha acı çekmek ve iç kargaşa istemiyor. Bu ortam değerlendirilip ortaya küresel şeytanlar dadanmadan bir an önce hükümet kurulup, Suriye ortak bir şekilde yeniden inşa edilmelidir. Arap birliğinin bağımsız hareket etmesi Türkiye tarafından desteklenmelidir.