Bağ-kur ve Genel Sağlı Sigortası(GSS) borcu olan vatandaşın ne yapacağı sorusunun cevabını milyonlarca kişi merak ediyor.
Bağ-kur ve GSS borcu olan ve maddi durumu yerinde olmayan (asgari ücretin 3’te 1’i maaşın altında geliri olan) vatandaşlar kamu hastanelerinden ücretsiz biçimde faydalanıp sağlık sorunlarının önüne geçebiliyorlardı.
Geçtiğimzi yıl pandemi koşulları göz önüne alınarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yayınladığı genelge ile Bağ-Kur ve GSS borcu olan vatandaşlar herhangi bir kısıtlama olmadan sağlık hizmetlerinden faydalanmaya devam etmişlerdi.
Geçtiğimiz yıl Resmi Gazete’de yayınlanan kararnamedeki ifade aynen şu şekildeydi: ‘’ 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi ile (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı olup, 67 nci madde hükümleri çerçevesinde sağlık hizmeti alamayan Türk vatandaşları ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler; Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık tesisleri ile devlet üniversitelerinin sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinde (üniversite hastanelerinde) sunulan sağlık hizmetlerinden, 5510 sayılı Kanundaki usul ve esaslar çerçevesinde yararlanmada, 31/12/2020 tarihine kadar uygulanmak üzere, 8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası hükmünden muaftır.’’
Fakat bu yıl itibariyle Genel Sağlık Sigortası (GSS) borcu olanlar kamusal sağlık hizmetinden faydalanamayacak. GSS borcu olanların sağlık hizmetine erişebilmesi için borçlarının ilk taksidini ödemesi ve 2 aydan fazla borcu olmaması şartı getirildi.
Hatırlayacağınız üzere Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 6 milyon kişinin Genel Sağlık Sigortası (GSS) borçlarını 31 Aralık 2020 tarihine kadar ertelemişti. Sürenin sona ermesi üzerine bakanlık, 2020 Ağustos ayı ve öncesi dönemlere ait, kesinleşmiş tüm prim borçları yeniden yapılandırıldı ve yapılandırma kapsamı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) internet sitesinde yayımlandı.
Ancak yapılandırmaya göre sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için koşul getirildi. Buna göre borcunu yapılandıranlardan ancak ilk taksiti ödeyenler ve cari dönemde 60 günden fazla borçları olmayanlar ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek.
Bu ayın sonuna kadar yapılandırma talebinde bulunulması gerekmekte. Borçlar 6, 9, 12 ve 18 ay yapılandırılarak ödenmek zorunda.
Eğer ana parayı peşin öderseniz faizin yüzde 90’ı silinecek.
Vaziyet resmi olarak böyle fakat borcu olan vatandaş ne yapacak?
Pandemi koşulları devam ediyor.
Paraları da yok.
İşsizlik rakamları artıyor.
Esnafın sıkıntıları da had safhada.
Devletin gerçekleştirdiği kira yardımı ve hibe ise basit usül şartıyla baltalandı. Basit usülde olmayan esnafa yardım söz konusu olmadı.
Gidişat hiç iyi değil.
Ekonomik şartlar dönmüyor!
Devlet KOBİ’lere ve esanfa yeterli desteği vermezse o işletme sahipleri kurumlarını daha fazla açık tu-ta-maz.
Sonrasında devlete zararı daha fazla olur.
Bu sebeple hibeler muhakkak arttırmalıdır. Hibe gerçekleştirilmesi için farklı koşullar koyulmaması gerekir. Vergisi ödeyen, vergi levhası olan esnafa muhakkak kira desteği de gelir kaybı desteği de verilmelidir.
Bununla ilgili seferberlik oluşturulmalıdır.
Hükümet elbette bu konuda adım atıyor ama adımların daha sık atılması ve geliştirilemsi gerekmektedir.
Düzenlemeyle borcu olanlar ya bu borcu ödeyecek ya da ceplerinden para ödeyerek ancak sağlık hizmeti alabilecek. Düzenlemeyle pandemi koşullarına rağmen en az 6 milyon emekçinin sağlık hizmetinden faydalanamayacağını göz önüne aldığımda bu durumun yetkililer tarafından ivedilikle çözüme ulaştırılmasını talep ediyorum.
Geçtiğimiz yıl yayınlanan 2040 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın benzeri ivedilikle yayınlanmalı ve soruna merhem olunmalıdır.
Çünkü vatandaş dertli.
Vatandaşın sıkıntıları var.
Vatandaşın borcu var.
Çıkış yolu yok!
Evi iptekli, arabası hacizli, bankada zaten parası yok!
Bu vatandaş Bağ-Kur borcunu nasıl ödeyecek, vergi borcunu nasıl ödeyecek, SSK’yı nasıl ödeyecek?
Yapılandırmayı yapan vatandaş ilk taksidi ödeyecek sonraki taksitleri de ödemeli ki provizyon alsın. Ödeyemezse ücretli olarak muayene olacak.
Bir hastanın kamuda muayene ücreti 50 liradan başlıyor. Tahlili, ilacı derken bu kabarık faturayı vatandaş nasıl karşılacak?
Bakın Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56. maddesinde ‘’ Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.’’ İbaresinden yola çıkarak başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu soruna ivedilikle temas edeceğini ve sorunun çözüleceğini temenni ediyorum.
Umarım bu sorunlar biran evvel çözülür.