Çalışan işçi memur emekli dul ve yetim cebine bakar,eve O gün ne götürecek ona
bakar gerisi ona vız gelir tırıs gider.
Türkiye’nin ekonomik anlamda neden bu kadar çaresiz kaldığını, dış dünyadaki
kredibilitesinin ve saygınlığının neden bu kadar itibarsızlaştığını anlayabilmek için
galiba öncelikle son beş yıldaki yönetilemezlik sorununu doğru okumak gerekiyor.
Maalesef AK Parti yola çıkarken bizzat kendi koyduğu ilkeleri ters yüz ederek aklı ve
bilimi devre dışı bıraktı, en önemlisi de ‘hukuk devleti’ anlayışını buharlaştırdı. En
son Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile de ağır aksak da olsa işleyen kurumların
tabutuna çiviyi çakarak devleti işlemez hale getirdi. Şimdi önümüzdeki acı gerçek şu;
hukukun itibar kaybettiği Türkiye’ye hiçbir şekilde yabancı yatırım gelmiyor, döviz
bazında yüksek faizlerle bile kredi temin edilemiyor.
Oysa Türkiye AK Parti iktidarının ilk on yılında demokratik ve hukuki görünürlüğü üst
düzeyde olduğu için hem ciddi yabancı yatırım çekebiliyor hem de ucuz kredi temin
edebiliyordu. Ne hazindir ki “uçacağız, kaçacağız…” sloganlarıyla getirilen alaturka
sistemle dünyaya adeta bir çadır devleti görüntüsü sunduğumuz için artık tefecilerden
bile kredi temin edemez hale gelmiş bulunuyoruz.
Her ne kadar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Yurt dışından bay bay Kemal 300
milyar dolar getireceğim diyerek ülkeyi tefecilere kendisi pazarlamıyor mu? Sen
devlet yönetmek nedir bilmezsin, anlamazsın. Kim sana bu sözü
veriyor?” diyerek Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na ağır
ifadelerle yükleniyor olsa da artık iktidar sadece daha önce ağır hakaretlerde
bulunduğu birkaç Arap ülkesinden kredi bulabiliyor. Bu arada bir gerçeğin altını da
çizmekte yarar var, Kılıçdaroğlu’nun 300 milyar dolarlık ‘temiz para’ bulma vaadini
ülkeyi ‘tefecilere pazarlama’ olarak ilan eden AK Parti, şu anda dünyada tefecilere
yüzde 10 döviz faizi ödeyen tek iktidar olma şerefine sahiptir.
Dahası bu iktidarın 20 yılda ödediği faiz 537 milyar dolardır. Oysa normal bir AK Parti
böylesine hiçbir ekonomik gerçekliği olmayan afaki söylemlere muhtaç hale gelmezdi.
Gerçekten millete sunabileceği ayakları yere basan ve de milletin teveccühüne
mazhar olacak sözü kalmamış olmalı ki kendisini komik duruma düşüren bir siyaset
diline bel bağlamış durumda.
Ayrıca ülkeyi ‘tefecilere pazarlama’ bağlamında sormak gerekiyor, bu birkaç Arap
ülkesinden temin edilen paralar acaba hangi tür pazarlamaya giriyor? Bu kredilerin
nasıl ve hangi şartlarda temin edildiğini bilen var mı?
Şu ana kadar iktidardan bu konuda hiçbir açıklama yok. Evet şeffaf ve hesap verebilir
bir iktidardan söz etmiyoruz elbette, ama en azından toplumsal vicdanı rahatlatacak
küçük bir açıklama da yapılamaz mıydı?
Biliyoruz ki aslında iktidarın topluma karşı küçük de olsa ‘sorumluluk
hissetmek’ gibi bir derdi yok, çünkü onlar artık ekonomik realitelerden ve halkın
yaşadığı fukaralıktan çok meydanlarda “Türkiye Yüzyılı” hayalleri satarak seçimi
atlatabilmenin derdindeler.
Bu yüzden de şu günlerde AK Parti’nin en yetkili isimleri koro halinde ’soğan
savunması’na geçmiş durumdalar. Çarşıda pazarda her gün fiyatların füze hızıyla
yükseldiği bir ortamda seçilmiş normal iktidarlar, bunu halka izah etmek için makul
gerekçeler bulmaya çalışırlar ama bizim iktidarımızın maşallah böyle bir derdi yok.
Mesela AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş halka tepeden bakan bir
eda ile diyor ki: "Biz Togg diyoruz adamlar soğan diyor. Biz TCG Anadolu
diyoruz, adamlar sarımsak diyor."
Tıpkı Marie Antoinette'e atfedilerek söylenen “ekmek bulamıyorsanız, pasta
yiyin” sözünde olduğu gibi… Öyle ya soğan alamıyorsanız, TOGG otomobili alırsınız
olur biter…
Öyle anlaşılıyor ki biz nankör köleleriz… Nitekim Cumhurbaşkanının
başdanışmanı Yasin Aktay da soğanın fiyatını dillendirenlerin nankör köleler
olduğunu söylüyor. Türkiye’de soğan kıtlığı değil, vicdan ve izan kıtlığı olduğunu
belirten Aktay halkın nankörlüğüne işaret ederek diyor ki: ''Hz. Musa kölelere
özgürlük verdi, kapris yapıp soğan istediler.''
Unutmayalım ki köleler çok krallıkları yıkmıştır.
Rahmetli Demirel derdi ki tencere tava hükümetleri yıkar.
Evet Soğan Patates iktidar değiştirecek öyle gözüküyor.