Bu yazımda Bursa insan kaçakçılığının merkezimi oldu konusunu irdeleyeceğim. Geçtiğimiz aylarda Malatya’da gündeme gelen Yeşilyurt Belediyesi’nde patlak veren olay sonrasında konu Bursa’ya da sıçradı. Konu ile ilgili değerli meslektaşım Murat Ağırel bir yazı kaleme aldı ki, bunun öncesinde de İyi Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu insan kaçakçılığı Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne de mi bulaştı diye sorduğu basın bültenini Bursa kamuoyu ile paylaştı.
Bu konuya değinmeden önce ABD Başkanı Biden’in 1915 olaylarından Ermenilere soykırım yapıldı diye bahsetmesi tüm Türkiye gibi beni de derinden üzdü. Siyasi parti başkanları ve Stk’lardan gerekli tepkiler dile getirildi. Ben de merak ediyorum ABD kendi tarihi ile yüzleşti mi ki Türkler ile Ermenilerin arasına nifak tohumları ekiyor? 1915 olaylarında çok sayıda vatandaşımızı kaybettik. Ermeni terör örgütü Asala’nın diplomatlarımızı da şehit ettiğini unutmadık. ABD ayrıca Türkiye’yi 1.5 milyar dolar ödediği F35 Projesinden de çıkardı. İnsan kaçaklığı konusuna geçmeden önce ABD’yi nefretle kınıyorum. Tarih Türkiye’yi haklı çıkartacaktır.
İnsan kaçakçılığı iddialarına dönecek olursak, İyi Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu’nun yayınladığı basın bülteninde, Bursa Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yenilir yutulur olmayan iddialar vardı. Basın bildirisinde Selçuk Türkoğlu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a sorular soruyordu. Türkoğlu sorularını sormadan önce, Gri Pasaport ile Avrupa’ya insan kaçırılması olayına Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin isminin de karıştığına dair duyumlar aldıklarını, Gri Pasaportla Avrupa’ya kaçanlar arasında PKK terör örgütü ile ilişkili kişilerin olup olmadığını sordu. Bunlar son derece ağır ve düşündürücü iddialar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti PKK terör örgütü ile yıllardır mücadele ederken, o örgüt vatandaşlarımızı, askerimizi polisimizi şehit ederken, bu tür iddiaların gündeme getirilmesi bir Bursalı olarak beni derinden yaraladı. Şimdi ise Bursa kamuoyunda acaba Avrupa’ya kaçanlar arasında Fetö terör örgütü mensupları varmıydı soruları soruluyor. Bu nokta da bu olaya adı karışan belediyelere de ciddi suçlamalarda bulunuluyor. Gri Pasaportla yurt dışına çıkardıkları kişileri araştırmıyorlar mı veya bu iş bir sektör mü oluşturdu soruları sık sık kamuoyunda gündeme geliyor. Olayın esas patlak verdiği yer olan Malatya Yeşilyurt Belediyesi’nde ki o bölge de yüzlerce insandan bahsediliyor. İddialar arasında 5 ile 20 bin Euro arasında bir ücretle insanların Avrupa’ya kaçırıldığı iddia ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan gecesini gündüzüne katarak canla başla Türkiye’yi dış mihraklara karşı savunurken birilerinin ise insan kaçakçılığı yaparak kolay para kazanma peşine düşmeleri, bunun içinde belediyeleri kullandıkları iddiası midemi bulandırıyor. Hele ki bu iddialara yaşadığım kadim Şehir Bursa’da ki belediyelerin isminin karışması da ayrı bir üzüntü konusu.
İçişleri Bakanlığı bu konu ile ilgili soruşturma başlattı. Olayı araştırmaları için Müfettişler görevlendirdi. Bu işin boyutu etraflıca araştırılacak. Hangi belediyeler bu olaylara karışmış ise ortaya çıkacak.
Meslektaşım Murat Ağırel’in yazısından yola çıkacak olursak, iddialara göre, bu işlerde bazı spor kulüpleri ve dernekler paravan olarak kullanılıyor. Bu iddialardan birine örnek verecek olursam, Zafer Spor Kulübü 1-6 Temmuz tarihleri arasında Arnavutluk’un Doris şehrinde düzenlenen Vilazini 2019 Cup organizasyonuna katılmaları için 45 kişilik bir liste hazırlıyor.Bu listede Bursa Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Bayhan ve Çevre Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğüne or giderken bu liste 53 kişiye çıkıyor ve bu listeyi Bursa Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Bayhan’ın imzaladığı iddia ediliyor. Daha sonra yurt dışına çıkan bu 53 kişiden 19 kişi geri dönmüyor. Bir diğer örneğe geçecek olursam, Soğanlı Kanalboyu’ndan bir dernek yurt dışı etkinliği için Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne 40 kişilik Gri Pasaport listesi gönderiyor. Bu listede Bursa Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Bayhan ve Çevre Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğüne giderken 44 kişiye çıkıyor. Akabinde yurt dışına çıkış yapan kafileden 11 kişi geri dönmüyor. Murat Ağırel’in yazısında bu konu ile ilgili çok çarpıcı iddialar ile belgeler var. Bu olay daha da büyürse Avrupa’ya gidecek olanlara Avrupa ülkeleri yaptırımlar uygulayabilir.
Ben Bursa’nın insan kaçakçılığının merkezi haline geldiğini, ve ulusal medyada da bu şekilde yazılıp çizilmesini bir Bursalı olarak kabullenemiyorum. Bu konu ile ilgili yazıları okudukça, belgeleri gördükçe içim acıyor. Umarım bu olaya başka Bursa Belediyelerinin de adı karışmaz.
Alinur Aktaş konu ile ilgili yaptığı açıklamada olayı araştırdıklarını söyledi. Bu arada Covit 19’a yakalanan Alinur Aktaş’a da acil şifalar diliyorum. Konuyu etraflıca araştırıp, kamuoyunu tatmin edici cevapları en kısa sürede vermesi gerek. Özellikle de olayın perde arkasını, belediyeden bazı personelin bu işe karışıp karışmadığını, personel arasında görevini kötüye kullananların olup olmadığını açıklamak zorunda. Bursa gibi kadim bir şehrin ismi böyle skandal iddialarla anılamaz.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden bahsetmişken, Bursa’nın sıkıntılarından bahsetmemek olmaz. Bursa’nın trafiği her geçen gün çekilmez bir hal alıyor. Pandemi sürecinde toplu taşımada ki yoğunluğun azaltılmasına dair ciddi önlemler alınmalı. Bir de Bursa Şehir Hastanesi’ne gidecek olan Hafif Raylı Sistem bilmecesi hala çözülebilmiş değil. Bursa’da Bilboardlarda ‘’Bursa Şehir Hastanesi’ne Ulaşım Çok Kolay’’ afişleri vardı. Bu afişler şehir hastanesine hafif raylı sistem algısı oluştursa da, Danıştay, Bursa Şehir Hastanesi Emek Hattı ile ilgili yapılan ihaleyi iptal etti. Başkan Alinur Aktaş bir an önce bu sorunu çözmeli
Selam ve DUA ile.