Kadınlarımız yasalar önünde eşit koşullara sahip olsa da birçok kadın toplumumuzda
hala “zayıf” olarak görülüyor. Yerleşik toplumsal normlar kadınların hem iş hem de aile
yaşamında birçok engellerle/engellemelerle karşılaşmasına neden oluyor. Ülkemizde her gün
yazılı ve görsel basında görmeye devam ettiğimiz ama alışmak istemediğimiz şiddet ve taciz
haberleri toplumsal huzur ve barışın sağlanmasının önünde büyük bir engel teşkil ediyor.
2020 yılında 300 kadın cinayetinin yaşandığı istatistiklere geçmiştir. Kadınlar sosyal
yaşamda yasaların ve insan olmanın kendilerine verdiği hakları kullanmak istiyor. Fiziksel
şiddetin yanında psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet de her geçen gün artmakta ve bu
durum normalleşmeye başlamaktadır. Bununla ilgili önlemler acilen alınmalı ve şiddetin her
türlüsünün normalleşmesinin önüne geçilmelidir. Diğer yandan görevi başında şehit edilen
kadın öğretmenlerimizi de unutmamak gerekir. Henüz 26 günlük öğretmenken ve daha 21
yaşındayken babasıyla birlikte şehit edilen Neşe Alten öğretmenimiz ve Batman’da ilk
karnesini dağıttıktan sonra bölücü teröristlerin saldırısı sonucu 23 yaşında hayatını kaybeden
Şenay Aybüke Yalçın öğretmenimiz de şiddetin ve terörün elimizden aldığı kadınlarımızdan.
Ülkemizde eğitim-öğretim faaliyetlerinin yürütülmesinde kadın nüfusu göz ardı
edilmemelidir. TALİS (Uluslarararası Öğretme ve Öğrenme Anketi) verilerine göre 2018’de
Türkiye’de kadın öğretmenlerin oranı %56 olarak belirlenmiştir. Buna karşın okul
yöneticilerinin yalnızca %7’si kadınlardan oluşmaktadır. Çalışma hayatında kadınların
yönetim kademelerinde yer alamayışı toplumsal kabullerimizde kimsenin görmediği, görmek
istemediği bir “cam tavan”ın varlığını işaret ediyor. Bu durum bile kadınların çalışma
yaşamında psikolojik bir şiddete maruz kaldığının ispatı.
Bizler Türk Eğitim Sen olarak toplumsal huzur ve barışın sağlanabilmesi ve
sürdürülebilirliği için kadınların çalışma hayatında daha çok yer edinebilmesi, “cam
tavan”ların yıkılabilmesi ve yalnızca yasalarda değil pratik yaşamda da kadınların eşit haklara
sahip olabilmesi için her türlü çalışmayı yapmaya devam edeceğiz. “Güçlü Kadın, Güçlü
Toplum” bir slogan olarak kalmamalı ki aynı zamanda “Mutlu Kadın, Mutlu Toplum; Üreten
Kadın, Üreten Toplum” diyebilelim.
Bu vesileyle başta eğitim çalışanı kadınlarımız olmak üzere tüm kadınların 8 Mart
Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI
8 Mart Dünya Kadınlar Günü 1857 yılında Amerika’da 120 kadın işçinin hayatını kaybetmesi üzerine 1910 yılında itibaren tüm dünyada, 1921 yılı itibariyle de Türkiye’de kutlanmaktadır. Kadınların sosyal yaşamda ve çalışma hayatında eşit koşullarda yaşamasını sağlamak amacıyla ortaya koyduğu mücadele yıllardır süregeliyor.
07 Mart 2022 Pazartesi 19:47