Kısa adı TDYTB olan Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Genel Başkanı İrfan Tatlıoğlu, birlik adına yaptığı açıklamada, "Bin yıldır yaşadığımız bu topraklar dünyanın dört bir tarafında yaşayan Türkmen kardeşlerimiz için her zaman bir ata toprağı, bir ana yurttur. Bugün devletimiz bir kere daha büyük devlet olmanın tarihi vasfını yerine getirmiş, devlet şefkatini göstermiştir. Devletimiz var olsun. Türk'ün mirasçısı olmak da bunu gerektirir" dedi.
"Yörük bakanımızın sözleri bizi gururlandırdı"
"Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği olarak Lübnan'da yaşanan felaketin acısını yüreğimizde hissettik" diyen birlik başkanı İrfan Tatlıoğlu, "Lübnanlı kardeşlerimize başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz" dedi.
Türkiye'nin Osmanlı'nın 600 yıl hüküm sürdüğü 3 kıta üzerinde yaşayan Türkmen ve Müslümanlar başta olmak üzere Sünni, Şii, Hristiyan, Arap, Türk ayrımı yapmadan yaşanılan felaketlerde her daim yanında olma sorumluluğunu yerine getiren büyük devlet olduğunu söyleyen İrfan Tatlıoğlu, "Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu da bir Yörük çocuğudur. Kendisinin 'Cumhurbaşkanımızın talimatıdır' diyerek Lübnan'da yapmış olduğu bu açıklama ülkemiz için de tarihi bir açıklamadır ve dünyanın pek çok yerindeki Türkmen kardeşlerimizin ve bizlerin neredeyse yüzyıl beklediği bir özlemdir. Bakanımızın bu müjdeli haberi bizleri gururlandırmış, heyecanlandırmıştır. Kendisine, Cumhurbaşkanımıza ve tabii ki yüce Devletimize teşekkürlerimizi iletiyoruz" diye konuştu.
"Dünyanın her yerinde Türkmenler var"
Tatlıoğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Türklük bir kaderdir ve kaderimiz cihanşümul bir ülküye dönüşmüştür. Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin mutlaka Türklerle karşılaşırsınız. Balkanlardan Türki cumhuriyetlerin bulunduğu Orta Asya'ya kadar. Afrika'dan Çin'in Uygur Bölgesi'ndeki kardeşlerimize kadar. Özellikle de 'Türkiye'nin bu bölgelerde ne işi var' denilen Filistin'de, Ürdün'de, Yemen'de, Mısır'da, Suriye'de, Cezayir'de, Tunus'ta, Libya'da, hatta Sudan'da, Etiyopya'daki Harar Türkleri'ne kadar bin yılı geçkin buraları yurt edinmiş, tüm baskı ve zulme, soykırıma, asimilasyona karşı Türklüğünü korumanın mücadelesini vermiş on binlerce Türkmen aşiretlerimiz var. 1071 Malazgirt'den çok daha önce Filistin'e yerleşen Oğuz boylarımız var. 40'dan fazla köyün Oğuz boylarının isimleriyle yerleşik olduğunu çok azımız bilir. Tıpkı Anadolu'nun herhangi bir köyü gibi. O yüzden biz Kudüs davasını da Filistin davasını da Türkistanlılığın bir gereği olarak görürüz. Irak ve Suriye'yi hiç saymıyoruz bile. Oraları zaten Türkmeneli. Bu hak Uygur Türkleri için de mutlaka sağlanabilmelidir. Ve bir problem olduğunda Devletimiz; dünyanın neresinde olursa olsun bu vatandaşlarının haklarının hukuken sahibi olabilmelidir. İşte o zaman Kızılelma'yı da, Turan'ı da, Türkistanlılığı da gerçekleştirmiş oluruz."
"Türkler yaşadıkları yerlere sahip çıkmalıdır"
TDYTB Başkanı İrfan Tatlıoğlu açıklamasının sonunda vatandaşlık verme işinin Türkler'in bin yıldan fazla yaşadıkları yurtlarını, topraklarını terk etmek anlamına gelmediğine değinerek, "Aksine Türkler dünyanın neresinde yaşıyorsa yaşasın yurtlarına, yuvalarına sahip çıkmalıdırlar. Bu Türklüklerinin gereğidir. Türkistanlılık ruhu, Türk İslam medeniyeti anlayışı, cihanşümul devlet anlayışı bunu gerektirir. Bulundukları yeri Türkleştirme, İslamlaştırma gayreti bir gün 'beklenen'i onlara kavuşturacaktır. Tüm Türk Dünyasına selam ediyoruz. Anadolu'da Yörük çadırlarında dumanın hala tüttüğünü bilmelerini istiyoruz" diye konuştu.