Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda 2025 yılı Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, kültür ve sanatın toplumları dönüştüren gücüne dikkat çekti. Altaca Kayışoğlu, iktidarın sanat politikalarını eleştirirken, sanatçılara yönelik baskıların sona ermesi gerektiğini vurguladı.
SANAT ÖZGÜR OLMALI, LİNÇ KAMPANYALARINA SON VERİN
Kültür ve sanatın toplumun gelişimi için vazgeçilmez olduğunu ifade eden CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, AKP iktidarı döneminde sanatın ve sanatçıların hedef alınarak linç kampanyalarına maruz bırakıldığını söyledi. "Geçen yıl bütçe görüşmelerinde Hacivat-Karagöz ile bütçeyi anlattım, linç edildim. Dilek İmamoğlu türkü söyledi, linç edildi; belediyelerimiz heykel yapıyor, festivaller düzenliyor, yine linç ediliyor. Bu işten vazgeçin. Biz her şeye rağmen özgürce sanatımızı yapacağız, türkülerimizi söyleyeceğiz" sözleriyle sanatta özgürlüğüne vurgu yaptı.
Nazım Hikmet’in bir müfettişle yaşadığı anekdotu paylaşarak, sanatın zamanın ötesine geçen bir değer olduğuna vurgu yapan Altaca Kayışoğlu, "Nazım Hikmet bugün dünyanın hatırladığı bir isim ama dönemin Adalet Bakanını kimse hatırlamıyor. Kültür ve sanat desteklendiğinde hem zamanı hem mekânı aşar, kalıcı izler bırakır" dedi.
81 İLDE TİYATRO SAHNESİ VE KÜLTÜR-SANAT MERKEZLERİ ŞART
Genel Kurul’daki konuşmasında tiyatroya da özel bir parantez açan Altaca Kayışoğlu, tiyatro seyircisi sayısındaki artışı olumlu bir gelişme olarak değerlendirirken, bunun yetersiz olduğunu ifade etti. Bakanlığın sadece 4 yeni sahne açtığını belirten Altaca Kayışoğlu, 81 ilde tiyatro sahnesi ve kültür-sanat merkezlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini diye getirdi. Sanatçılara yönelik mobbing ve baskılara da değinen Altaca Kayışoğlu, "Sanatçıların huzur içinde çalışabilmesi için yöneticilere büyük görev düşüyor. Sanat, siyasi hesapların değil, toplumsal faydanın bir aracı olmalıdır" dedi.
VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE ÇAĞRI
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sorumluluk alanda kalan vakıflara da değinen CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Bursa’daki vakıf eserleriyle ilgili sorunları Meclis Genel Kurulu’nda Bakan Ersoy’a aktardı. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün Osmangazi Belediyesi’ne yönelik sergilediği ayrımcılığı sert bir dille eleştirdi. CHP öncesindeki dönemde Osmangazi Belediyesi’nin Vakıflara ait Şadırvanlı Han’ı restore ettiğini ve burada kültür-sanat etkinlikleri düzenlediğini hatırlatan Altaca Kayışoğlu, " Osmangazi Belediyesi CHP’ye geçtikten sonra Vakıflar Bölge Müdürlüğü bu alanı belediyenin elinden almak istiyor. Bu ayrımcılık kabul edilemez. Kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan bir mekânın siyasi ayrımcılıkla elimizden alınmaya çalışılması, sanatın ruhuna aykırıdır" dedi. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait mülklerdeki yüzde 300-400 oranındaki kira artışlarını eleştiren Altaca Kayışoğlu, "Hükümetin beklenen enflasyon oranı yüzde 20 iken Vâkıfların kira artışları nasıl bu seviyeye çıkabiliyor? Bu kabul edilemez bir uygulama. Vakıflar, tarikatlara ve cemaatlere değil, halkın hizmetine sunulmalıdır" ifadelerini kullandı.
SANAT, TOPLUMUN AYNASIDIR
Kültür ve sanatın tarih boyunca toplumları birleştirici bir rol oynadığına dikkat çeken Altaca Kayışoğlu, Atatürk döneminde sanatın desteklenmesine örnekler vererek, Özsoy Operası’nın önemini vurguladı. Sanatın gücünü hatırlatan CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, konuşmasını Tolstoy’un şu sözleriyle noktaladı: "Sanat düşünebilen, gerçeği görebilen, toplumu anlayan insanların işidir."
