Kent Meydanı'nda yapılan açıklamada konuşan Emek Partisi Bursa İl Başkanı Hasan Özaydın, “İnsanca yaşanacak asgari ücret için işçilere ve sendikalara mücadele çağrısı yaptı.”İktidar sermayeden yana tutum alırsa sefalet ücretine devam edilecek diyen Emek Partisi Bursa İl Başkanı Hasan Özaydın, “işçiden yana tutum alırsa yoksulluk altında ezilen emekçilerin kısmen nefes alması gündeme gelebilecektir. Kısaca belirlenen her ücrette iktidarın sorumluluğu esastır. Ancak, işçileri daha az ücretle nasıl daha çok çalıştıracağından başka kaygısı olmayan patronların, patronları nasıl daha çok ihya ederim diyen hükümetin karnelerine baktığımızda asgari ücretin bırakalım yoksulluk sınırını açlık sınırını dahi aşamayacağının emarelerini görebiliyoruz” dedi.
ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞANLARIN SAYISININ DEVASA BOYUTLARDA
Asgari ücret ülkemizde yapılan en büyük toplu sözleşmedir diyen Özaydın, “OECD ülkeleri ortalamasına göre her on çalışandan sadece birisi asgari ücretle çalışıyorken, Türkiye’de ücretlilerin neredeyse yarısı yani % 43’ü asgari ücret karşılığında çalışmaya mecbur bırakılmıştır. Asgari ücretle çalışanların sayısının devasa boyutlarda olması, emeklilerimizin maaşlarının da asgari ücrete bağlı olarak artırıldığı düşünüldüğünde en büyük toplu sözleşme görüşmesi olduğu daha net anlaşılabilir. Dünyayı ve ülkemizi sarsan pandemi ile işsizliğin, yoksulluğun gittikçe daha fazla derinleştiği günümüz koşullarında; alınan her önlemde- kısıtlamada kapsam dışı bırakılarak sağlığı ile ekmek parası arasını sıkıştırılan, günlük 39 TL ile yetinmesi beklenen milyonlar için insanca yaşamaya yetecek bir asgari ücret çok daha önemli hale gelmiştir. İktidar sahipleri halkın yaşamını, ekmek bulamaz halde olduğunu, avucuna iş aş yazarak intihar eden yurttaşı görmezden gelerek, ülkemizde asgari ücretin dünya ülkelerinin üzerinde olduğunu ifade edebiliyorlar. Oysaki gerçekler tam tersidir. 26 ülkeden oluşan Avrupa Topluğu ülkelerinde Türkiye aylık 295 Euro ücretle 25. sıradadır. Bu tabloda 2.142 Euro ile Lüksemburg ilk sırada, İngiltere, Belçika, Almanya ve Fransa 1.500 Euro üzerinde asgari ücretle ilk on sırada yer almaktadır. Asgari ücreti Türkiye’den az olan ve 213 Euro ile son sırada yer alan tek ülke Arnavutluk’tur.”
“ACI REÇETE DEYİNCE HEPİMİZİN AKLINA, YENİ VERGİLER GELİYOR”
Ekonomide yarattığı enkazı işçi ve emekçilerin başına yıkmakta kararlı olan AKP iktidarı, sermaye için kıyak üstüne kıyak paketleri açıklarken; kirasını, kredisini, faturalarını ödemekte zorlanan, asgari ücretle çalışan, ücretsiz izine çıkarılıp ayda 1135 TL ile yaşamak zorunda kalan işçi ve emekçiye, milyonlarca işsize “acı reçete” içmekten bahsediyor diyerek devam eden Özaydın, “Acı reçete deyince hepimizin aklına, yeni vergiler, başta faturalar olmak üzere her şeye gelen zamlar, eğitim ve sağlık hizmetleri için daha çok katkı payı, emekliye, kamu emekçisine düşük zam geliyor. Bu acı reçetenin ilk acı hapının ise asgari ücrete düşük zam olacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok. Salgın ve ölüm korkusuyla çalışırken bir yandan da ay sonunu nasıl getireceğini düşünen, artan hayat pahalılığı karşısında beli bükülen işçi ve emekçilerin artık fedakârlık yapacak hali kalmamıştır. Eğer bir fedakârlık yapılacaksa, şimdiye kadar ihalelerle milyar dolar kazanan yandaş müteahhitler, her yıl kârları artan patronlar, para ile para kazanan faizciler, rantiyeciler yapmalıdır.
“PATRONLARIN SALDIRILARINI BİRLEŞİK BİR MÜCADELE İLE GERİ PÜSKÜRTEBİLİRİZ”
Adil ve insanca yaşamaya yetecek bir asgari ücret için taleplerini sıralayan Özaydın, “Ülkemizin de imzaladığı uluslararası sözleşmeler gereği asgari ücret hesabında, işçinin ailesi temel alınmalıdır.
Asgari ücret tümüyle vergi dışı bırakılmalı, yıllardır milli gelirden pay verilmeyen asgari ücretlilerin yaşadığı kayıplar karşılanmalıdır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısı değiştirilerek en az % 50 oranında işçi temsiliyeti sağlanmalı ve uyuşmazlık durumunda grev hakkını da içermelidir.
Pandemi koşullarında işsizlik sigortasından işçilere yapılan ödemelerin (kısa çalışma ödeneği, nakdi gelir desteği ve işsizlik sigortası) alt sınırı asgari ücret olmalıdır.
Pandemide iş ve gelir kaybı olan işçilere asgari ücret düzeyinden az olmayan bir nakdi gelir desteği verilmelidir. Bu destek kayıtsız çalışan işçiler için bütçeden karşılanmalıdır.
Kurumlar vergisi artırılıp zenginlerden servet vergisi alınmalıdır.
İnsanca yaşayacak, asgari ücret talebimiz çok temel bir insan hakkı talebidir. Bizler insan onuruna yaraşan, vergiden muaf bir asgari ücret talebinin mücadele edilmeden kazanılamayacağını bilerek Emek Partisi olarak bütün işçileri birleşmeye ve mücadeleye çağırıyoruz. Hükümetin ve patronların saldırılarını birleşik bir mücadele ile geri püskürtebiliriz. Şimdi birleşme ve sınıf mücadelesini büyütme zamanıdır. Bu mücadelede işçi sınıfının partisi olarak mücadelenin her zaman içinde olacağımızı, insanca yaşam mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.'' dedi.