Öne Çıkanlar corona İhsaniye Revizyon BTSO Bursada teleferik ücretlerine zam
banner13

FARKLI İKİ ANLAYIŞI BULUŞTURAN SERGİYİ ANLATTILAR

Nâzım Hikmet Kültürevi’nde Ferruh Başağa ve Defne Tesal’ın çalışmalarının yer aldığı
“Böyle Rüyadaymış Gibi” sergisini sanatseverlerle buluşturan Nilüfer Belediyesi, bir de
söyleşi gerçekleştirdi. Sergi alanındaki söyleşide Türkiye’de soyut resim, Başağa ve Tesal’ın

çalışmaları arasındaki kurulan ilişki konuşuldu.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de soyut remin temsilcilerinden Ferruh Başağa ve genç kuşak
disiplinlerarası sanatçı Defne Tesal’ın çalışmalarını bir araya getiren “Böyle Rüyadaymış
Gibi” adlı sergiyi Bursalı sanatseverlerle buluşturan Nilüfer Belediyesi, sergi çerçevesinde bir
de söyleşi düzenledi. Nâzım Hikmet Kültürevi’ndeki sergi alanında gerçekleştirilen söyleşiye
sanatçı Defne Tesal, serginin küratörü Derya Yücel ile Ferruh Başağa’nın torunu İlhan
Demirer konuşmacı olarak konuk oldu. Moderatörlüğünü Dilan Deniz’in yaptığı söyleşide,
Türkiye’de soyut resmin tarihsel süreci ve sanatçılar üzerindeki etkileri, Ferruh Başağa’nın
yaşamı ve çalışmaları ile özel çalışmaları bir arada bulunduran “Böyle Rüyadaymış Gibi”
sergisi üzerine konuşuldu.
Soyut resmin 20. yüzyılın ruhunu temsil eden bir sanat akımı olduğunu söyleyen Derya
Yücel, evrensel bir dil yakalamış olmasının, dünya sanatındaki en önemli birleştirici nokta
olduğunu belirtti.
Ferruh Başağa’nın, “Aşk” isimli figüratif soyutlama kompozisyonuyla 1949 yılında
düzenlenen 10. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde birincilik ödülü aldığını hatırlatan Yücel,
Türkiye’de ilk olan bu olayla birlikte soyut resmin, kurumsal anlamda tanındığını ve kabul
edildiğini ifade etti.
“Böyle Rüyadaymış Gibi” sergisinin ortaya çıkış sürecini paylaşan, Defne Tesal ile Ferruh
Başağa’nın farklı anlayışlar içinde olmalarına rağmen bu sergide bir uyum içinde yer aldığını
söyleyen Derya Yücel, konuşmasına şöyle devam etti: “Benim hissiyatım duygu durumum
neyse yaptığım sergiler de bununla ilişkili oluyor. Davet aldığım dönem, içe dönme süreci
olduğum dönemdi. O yüzden soyut sanata ağırlık veriyordum.
Soyut sanat, görünene dair tüm fenomenlerin aşıldığı, zihinsel bir alan sunuyor bize. Sergiyi,
soyut sanat ve rüyalar arasında kurduğum bir ilişki üzerinden kurguladım. Çünkü soyut sanat,
tıpkı rüyalar gibi kendini ilk bakışta açıklamıyor. Rüyada bir hissi anımsatıyor. Farklılıklar
üzerinden kurguladım sergiyi. Ferruh Başağa, çağına, çağın dinamizmine, gerçekçiliğine,
dönüşümüne, teknolojiye ve hıza inanıyor. Modernizme bakış açısı, geleceğe ve ütopyalara
olan inançla ilişkili. Onun grafiğine baktığınızda geleneksel ve figüratif noktadan sonrasında
lekesel daha geometrik ve saf soyutlamaya giden bir sanat serüveni var. Form üzerinden bunu
açıklayabiliriz. O, ‘Geometrinin estetiğini arıyorum’ diyor. Defne’ye baktığımızda ise tam
tersi. Şuan içinde bulunduğumuz çağın bütün baş döndürücü hızının karşısında yavaşlama,
onun içinde bir durma, durabilme, kendini soyutlama, içe dönme, döngü… Defne’de form
açısından ulaşmak istenen bir hedef yok. Onun süreci, zaten bu sonuca varan bir mesele.
Kendi çağına bakışları ve kendi çağı üzerinden sanat pratiklerini şekillendirmeleri, en önemli
farklılıklarıydı.”
Ferruh Başağa ile kendi çalışmaları arasında kurduğu bağa değinen Sanatçı Defne Tesal da,
“Ferruh Başağa ile nasıl bir bağımız olabileceğini daha önce düşünmemiştim. Çalışmalarımızı
yan yana görünce, renkler ve çizgiler üzerine gidilmesi, bir hareketi ortaya çıkarma dürtüsü
hissettim. O’nun çalışmaları daha dışa dönük ve sert, bendeyse daha içe dönük, belli belirsiz
bir hareket var. Böyle bir bağ hissettim aramızda” diye konuştu.
Ferruh Başağa’nın torunu İlhan Demirer de, dedesiyle olan anılarını, yaşanmışlıkları ve
Ferruh Başağa’nın eserlerini ortaya çıkarma serüvenini katılımcılarla paylaştı.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner22