Basın açıklamasında, "Bir yandan hastalarımızı tedavi etmek için çabalarken öte yandan da havalanması olmayan özel giysiler içinde çalışıyoruz. Hepinizin bildiği gibi bu esnada N95 maskesi ile cerrahi maskeyi üst üste takarak, nefes almanın bile güç olduğu koşullarda hizmet veriyoruz. Zamana karşı yarıştığımız bu süreçte uzun süre ailelerimiz ve sevdiklerimizden ayrı kaldığımız için sosyal desteğe olan ihtiyacımız da giderek artıyor" denilirken, beklenilen desteğin ise alınamadığına dikkat çekildi.
Hidroksiklorokin baskısı
Alpaslan Türkkan, Bursa'da hekimlere baskı yapıldığı, tedavilerine ve reçetelerine karışıldığı yönünde yakınmaları bir süredir kendilerine ulaştığını belirttiği açıklamasında şunları söyledi: "Artık kamu sağlığı otoritesi tarafından doğrudan hekimlere yönelen baskı dayanılmaz noktaya ulaştı. Bugün de çok üzücü bir olayı sizlerle paylaşmak için buradayız. Bilim Kurulu tarafından hazırlanan algoritma ile uyuşmayan; henüz klinik tanı almamış, covid-19 tanı testleri yapılmamış, covid-19 polikliniğine sadece kendinden şüphe ederek ya da bulaş korkusuyla gelen her hasta için hekimin sorgulamaksızın hemen hidroksiklorokin tedavisine başlaması dayatılmaktadır."
Meslektaşımız tehdit edildi!
Hidroksiklorokin'in yüksek dozda kullanıldığında kalbe zarar verdiğini gösteren makaleler olduğunu belirten Başkan Türkkan, ilacın, tabiri caizse yoldan, geçen herkese yazılmasını hem bir hekimlik ayıbı, hem de bilimsel bir yanlış olarak gördüklerini söyledi. Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan, geçtiğimiz pazar günü, gereksiz ilaç yazmayı reddeden bir meslektaşlarının, poliklinik yaptığı odaya baskın yapar gibi yanına aldığı bir kişiyle giren başhekim yardımcısı tarafından tehdit edildiğini söyledi.
Soruşturma başlattık
Olayın ayrıntılarını kamuoyun ile paylaşan Türkkan şöyle konuştu: "Bu ilacı kapıdan giren herkese yazmak zorunda olduğunu söylemesi üzerine, "hekimin reçetesi namusudur" diyerek uygunsuz talebi reddeden meslektaşımıza "Ben senin amirinim. Yazmak zorundasın. Yazmazsan hakkında işlem yaparım. Bunu Sağlık Müdürü böyle istiyor" demiştir. Konu üzerine Yönetim Kurulu'muzun yaptığı olağanüstü toplantıda başhekim yardımcısı hakkında soruşturma açma kararı alınmıştır. Soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi için kişi ve yer bilgisi vermeyeceğiz. Konuyu ayrıntılı biçimde değerlendirecek ve kamuoyunu aydınlatacağız. Aynı ilacın sahada hekim olmayan, ilaç verme yetkisi olmayan kişiler tarafından elden dağıtıldığı konusundaki duyumlarımızı da araştırdığımızı belirtmek istiyoruz."
Başkan Türkkan, Bursa Tabip Odası'nın her zaman olduğu gibi iyi hekimlik değerlerine bağlı hekimlerin yanında olduğunu belirtti ve ekledi: "Bu; bugüne kadar böyleydi, bundan sonra da böyle olacak."
Reçetesi hekimin namusudur!
Doç. Dr. Türkkan açıklamasının devamında şunları söyledi: "Ulusal ve uluslararası belgelerde hekimlerin yapması ve yapmaması gereken etik kurallar açıkça belirtilmektedir. Her meslektaşımız bu kurallara bağlı çalışacaktır. Reçetesi hekimin namusudur.
Hekimler, sorumlu olduğu hastasının bakımıyla ilgili karar verirken klinik yönden bağımsız hareket etme yükümlülüğündedir. Hekim, bilimsel bilgiye uyumsuz, hasta yararına olmayan istemleri mesleki bağımsızlık çerçevesinde geri çevirme hakkına sahiptir. Hekimler, temel görevinin hastasının sıkıntısını azaltmak olduğunu, kişisel, toplumsal ya da politik hiçbir baskının, bu yüce amacından daha üstün sayılamayacağını bilirler. Hekimlerin çalışması yöneticilerin keyfi uygulamaları ile engellenemez."
Hekimlere baskı yapılamaz
"Biz mesleğimizin toplumsal sorumluluğu kapsamında; mesleki yetkinliği sağlık hizmeti sunmak olan hekimlere ve onların yetkinlik alanlarına baskı yapılamayacağını, kamuoyunu aydınlatmak, yöneticileri uyarmak ve koşulların iyileştirilmesi için çaba tüketmelerini istemek için bu açıklamayı yapıyoruz. Bursa Tabip Odası iyi hekimlik değerlerini savunacak ve bu değerleri uygulamayı engelleyenlerin karşısındaki tutumunu kararlılıkla sürdürecektir. Halk sağlığını tehdit eden hekimlerimize yönelik bu tür baskının değerlendirilmesini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz."
