İMO Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak, Yunuseli Havaalanı ile ilgili gündeme gelen son durum ile ilgili şu açıklamada bulundu;
Bursa'mızın büyük bir değeri olan Yunuseli Havaalanı arazisi, geçmişten günümüze kadar dayanan ve Bursa halkının ne olacağını merakla beklediği bir gündem oluşturmaktadır. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Alinur Aktaş'ın konu ile ilgili dün basına verdiği demecinden öğrendiğimiz kadarıyla bu arazi ikiye bölünmüş durumda. Yaklaşık 750 dönümlük bir kısmı yani; havaalanının pistlerini kapsayan bölümü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına tahsis edilmiş olduğunu öğrendik.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımızın "Yunuseli'yi Bursa'ya kazandıracağız" açıklamalarının hemen ardından arazinin bir kısmının Bakanlığa geçmesi gelecekle ilgili kaygılarımızı arttırmaktadır.
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi olarak 09.09.2020 tarihinde yaptığımız basın açıklaması ile bu arazinin Bursalıların kullanımına sunulmak üzere rekreasyon alanı olarak düzenlenmesi talebimizi kamuoyu ile paylaşmıştık. Bugün aynı talebimizi bir kez daha yineliyoruz.
"Yunuseli Havaalanı arazisinin de bu yönde değerlendirilmesi ve kentimize REKREASYON alanı olarak kazandırılması gereklidir. Hatta yakın çevresindeki Mihraplı ve Botanik Park ile entegre bir fonksiyon kazandırılarak çeşitli sportif aktivitelerin yapılabileceği ve gelecek nesillerimize bırakabileceğimiz güzel bir eser oluşturulabilir."
Sayın Belediye Başkanımızın "Yunuseli'de Bursa'yı üzecek bir şey olmayacak. Burası Bursalıların yaşam alanı olacak" şeklindeki demecini Bursamıza ve Bursalılara verilmiş bir söz olarak kabul ediyor ve destekliyoruz.
Ancak arazinin ikiye bölünerek, ne Çevre ve Şehircilik Bakanlığına tahsis edilen kısmında, ne de diğer kısmında nasıl bir tasarrufta bulunulacağı konusunda belirsizlik olması Bursa kamuoyunu rahatsız ediyor. Bakanlığımızdan bu bölgeyi imara açmak yerine, Bursalıların faydalanabileceği sosyal donatı alanı olarak tahsis etmesini bekliyoruz.
Zira bugüne kadar Ankara'dan Bursamız için verilen kararların olumsuz sonuçlarını kent ve kentliler olarak yaşadık ve yaşıyoruz. Doğanbey TOKİ bu konuda ki en acı örnektir.
