Öne Çıkanlar corona Revizyon İhsaniye BTSO Bursada teleferik ücretlerine zam
banner13

KORONA SALGINININ TÜRKİYE EKONOMİSİNE ETKİSİ

Krizi ve sonuçlarını yönetebilmek amaçlı olarak önerebileceğimiz makroekonomik önlemler şunlardır:

1. Öncelikle, evde kalmak zorunda olanların, yerine getirmeleri gereken yükümlülükleri, yapmaları gereken ödemeleri erteleyecek, bazı zorunlu ödemeleri üstlenecek önlemler alınmalıdır.

2. Gelirsiz kalanlara mutlaka gereken nakit destek verilmelidir. Maaş, vergi, elektrik, su, doğalgaz, kira gibi ödemeleri için ilave destekler sağlanmalıdır.

3. İşsiz kalanların, tam olmasa bile kriz süresince hayatlarını idame ettirebilecek bir ücret almaları sağlanmalıdır.

4. 1, 2 ve 3’üncü şıkları gereği gibi yerine getirebilmek için ‘Vatandaşlık gelirini ihdas etmeyi konuşmak ve gündeme getirmek, mümkünse uygulamakta büyük yarar vardır’.

5. Başta esnaf ve küçük orta boy işletmeler olmak üzere, nakit akışı bozulan bütün

işletmelerin ayakta kalmalarını sağlayacak bir nakit akımı yaratılmalıdır. Bunların kredi vadeleri uzatılmalı, mali yükümlülükleri kriz sonrasına ertelenmelidir.

6. Kaçınılmaz olarak ortaya çıkabilecek olan iflasların, bankaları etkileyerek, sonraki

aşamanın bir finansal kriz süreci olacağı dikkate alınarak, finansal sisteme sağlanacak destekler ile bu durum engellenmelidir.

7. Önlemlerin gerektirdiği kaynağı bulmak açısından, uluslararası kuruluşlar ve tüm

alternatifler kullanılmalıdır.

8. Merkez Bankası parasal genişlemeyi sürdürerek finansal sistemin çalışmasını

sağlamaktadır. İlaveten, kaynak yaratmak için devlete avans verilmesi (para basılması) opsiyonu dahil tüm imkanları kullanabilmelidir.

9. Sosyal güvenlik şemsiyesi, salgın sonlanıncaya kadar parasız olarak bütün yurttaşları kapsayacak şekilde genişletilmelidir.

10. Sağlık alt yapısının ve kapasitesinin kamu tarafından etkin bir şekilde tahkim edilmesi, bütün yurttaşların bedava sağlık hizmetine erişimi sağlanmalıdır

Krizi önlemek amaçlı vergisel tedbirlerle ilgili olarak OECD Vergi İdareleri Forumu’nun önerdiği önlemlere aşağıda yer verilmiştir:

1. İşverenler üzerindeki istihdam maliyetlerini düşürmek adına çalışanların ücretleri

üzerinden alınmakta olan gelir vergisi ve sigorta primi kaynaklı kamusal yüklerin bir

süreliğine kaldırılması veya ödemelerinin ötelenmesi,

2. Sağlık sektöründe krizle mücadele eden risk alarak çalışmak durumunda kalan sağlık çalışanlarına yönelik vergi muafiyetleri getirilmesi,

3. İlaç, gıda ve sağlık ekipmanlarının ithalinde ödenen KDV, ÖTV, gümrük vergisi, vb.

vergisel yükümlülüklerinin ötelenmesi veya geçici olarak kaldırılması,

4. Kaçakçılığı önleyici önlemlerin beraberinde mükelleflerin KDV iade işlemlerinin

hızlandırılması,

5. Şüpheli-değersiz hale gelen alacaklar nedeniyle üstlenilmiş olan KDV yükünün en aza indirilmesi için önlemler getirilmesi,

6. Vergisel yükümlülüklere ilişkin son işlem tarihlerinin (beyanname verme, bildirim ve

ödeme) ötelenmesi,

7. Belirli bazı durumlar için vergi cezaları ve gecikme faizi uygulamalarının durdurulması,

8. Mükelleflerin vergi borçlarının yeniden yapılandırılması ve faizsiz ödeme dönemi gibi uygulamalarla mükelleflere ödeme kolaylıklarının getirilmesi,

9. Vergi borçlarının tahsiline yönelik vergi idareleri tarafından rutin olarak yürütülmekte olan icra, haciz, banka hesaplarına el koyma, mülk/varlık satışı gibi uygulamaların geçici olarak durdurulması,

10. Vergi kaçakçılığı durumları dışında yürütülen vergi incelemelerinin bir süreliğine

durdurulması ve yeni vergi incelemelerine bir süreliğine başlanmaması,

11. Mükelleflerin her türlü vergisel işlemlerinin hızlandırılması, özellikle de vergi iadesi işlemlerinin hızlandırılması, mükellef hizmetlerinin kalitesinin iyileştirilmesi, dijital hizmet kanallarının yaygınlaştırılması, telefonla mükelleflere verilen destek

uygulamalarının yaygınlaştırılması ve mükelleflerle daha şeffaf bir iletişim stratejisinin

yürütülmesi,

12. Geçici vergi benzeri peşin vergi uygulamalarının gelir/kurumlar vergisinin beyan

dönemine kadar ötelenmesi,

13. Zarar mahsup müesseselerinin kullanımlarının genişletilmesi ve özellikle geçmişe yönelik zarar mahsubu uygulamalarının devreye alınması.

Korona Virüsü Salgını Ve Türkiye Ekonomisine Etkileri

Kesin analizler yapılmamış olmakla birlikte genel olarak, salgının ekonomik etkilerinin çok derin olabileceği kabul edilmektedir. Salgına yakalanan insanların ekonomiye katkısı kaybolmaktadır. Tedbirler nedeniyle nüfusun, % 50’den fazla kısmı tüm üretim ve tüketim faaliyetlerinden çekilmektedir. Bu durum, tedarik tarafını aksattığı gibi, büyük oranlı talep daralmasına da yol açmaktadır. Resesyon dönemlerinde zayıf şirketlerin batması normaldir ve bu sonuç beklenir. Ancak Korona salgını, sorunu daha da derinleştirmiştir. Bu kriz döneminde sadece ekonomik açıdan kırılgan

şirketler değil, tedarik zincirindeki zayıf halkalardan etkilenen diğer işletmeler de batma riskine girmişlerdir.

Krizin Sektörel Etkileri

Korona virüs salgını ile ortaya çıkan ekonomik kriz, ekonomilerin küçülüyor olması nedeniyle, bir şekilde bütün sektörleri olumsuz etkileyecektir.

Korona Virüsü Kaynaklı Ekonomik Krizin Olumlu Etkilediği Sektörler

Korona virüs salgınının tetiklediği ekonomik krizden kısa vadede olumlu etkilenen sektörleri, tüm dünya ekonomilerini düşünerek, etkilenme derecelerine göre şöyle sıralayabiliriz:

1. Sağlık hizmetleri ve ilaç

2. Gıda ve gıda işleme

3. Perakende

4. Kişisel bakım ve hijyen ürünleri

5. Bilişim ve iletişim teknolojileri

6. E-ticaret

Türkiye için de bu liste geçerlidir. Yardımcı olması açısından, TCMB’nin yayınladığı kredi kartı harcama verilerinden hareketle İstanbul İstatistik Ofisi tarafından hazırlanan “Banka Kartı ve Kredi Kartı Harcama Dağılımı”, tablosu aşağıda verilmiştir.

Türkiye : Banka Kartı ve Kredi Kartı Harcama Dağılımı (%)

Mart 1. Hafta

Mart 4. Hafta

Değişim (%)

Market ve AVM'ler

13,75

22,61

64,4 %

Elektrik-Elektronik Eşya, Bilgisayar

4,22

5,56

31,8 %

Gıda

5,19

6,80

31,0 %

İnternet Alışverişleri

14,64

17,47

19,3 %

Telefonla Yapılan Alışverişler

4,09

4,71

15,2 %

Benzin ve Akaryakıt

4,61

4,82

4,6 %

Sağlık, Sağlık Ürünleri, Kozmetik

3,21

2,85

-11,2 %

Araba Kiralama

0,15

0,13

-13,3 %

Mobilya ve Dekorasyon

2,51

2,07

-17,5 %

Eğitim, Kırtasiye

2,37

1,55

-34,6 %

Seyahat Acenteleri, Taşımacılık

1,67

0,96

-42,5 %

Giyim Aksesuar

5,59

2,08

-62,8 %

Konaklama

0,90

0,29

-67,8 %

Restoran, Yemek

3,79

1,15

-69,7 %

Havayolları

1,86

0,48

-74,2 %

Kaynak : İstanbul İstatistik Ofisi

Kredi kartı harcamalarından hareketle hazırlanan bu tablo sonuçlarına göre, Türkiye’de krizden kısa vadede en fazla olumlu etkilenen sektörler, perakende ve gıda sektörü olarak yer almaktadır. Bu sektörler orta ve uzun vadede nasıl etkilenebilir diye bakıldığında yine farklı etki analizleri yapılabilmektedir.

Korona Virüsü Kaynaklı Ekonomik Krizin Olumsuz Etkilediği Sektörler

Korona virüs salgınına bağlı ekonomik kriz, daha önce yaşanmış olan krizlerin hemen

tamamından farklı bir özellik sergilemektedir. Hem üretim (arz) hem de tüketim (talep) tarafı durmuştur. İnsanların evde beklemeleri istenmektedir. Bu durum talebi azaltmakta, azalan talep ile birlikte çalışanların evlerinde kalma zorunluluğu üretimin de durmasına yol açmaktadır. Bu şekilde ortaya çıkan gelir kayıpları kaçınılmaz olarak ekonominin yeniden daralmasına neden olmaktadır.

Bu sarmal içinde ilk etkilenen alan hizmetler sektörü olmuştur. Bütün dünyada, başta lokantalar, oteller, yerel halka hizmet veren küçük işletmeler kapanmak zorunda kalmışlardır. Tüketim alışkanlıkları radikal biçimde değişmiş, giyim ve ayakkabı tüketimi neredeyse durmuştur. Oysa, küçük işletmeler sadece nakit akımları üzerinde varlıklarını sürdürebilmektedirler. Bu bağlamda, Korona virüs salgınının tetiklediği ekonomik krizden olumsuz etkilenen sektörleri, etkilenme derecelerine göre şöyle sıralayabiliriz:

1. Turizm (Otel, lokanta, eğlence yerleri)

2. Ulaşım (Hava, ve deniz taşımacılığı, daha düşük oranda kara taşımacılığı)

3. Otomotiv (üretim-satış)

4. İnşaat ve emlak

5. İmalat sanayi (özellikle dayanıklı tüketim malları.)

6. Tekstil ve Konfeksiyon,

7. Finansal Hizmetler,

8. Enerji,

9. Tarım,

10. Eğitim

11. Yazılı medya ve matbaacılık

12. Sanat faaliyetleri, etkinlik ve organizasyon sektörü

13. Sağlık dışındaki serbest meslekler

14. Denetim ve mali müşavirlik sektörü

Yukarıda, yer verilen sonuçlara göre, Türkiye’de de Korona virüs salgınının yol açtığı ekonomik krizden kısa vadede en fazla olumsuz etkilenen sektörler, hava taşımacılığı, restoran ve yemek, konaklama, giyim-ayakkabı, seyahat ve eğitim sektörleri olarak ortaya çıkmışlardır.

Bu krizde öncelik insan ve sağlıktır. Kriz sonrasını düşündüğümüzde ise, şirketlerin batmasının önüne geçilmemesi halinde, üretim ağlarını tekrar eski hallerine getirmek mümkün olmayabilir. Küçük ve orta ölçekli işletmelere, esnafa, kredi kolaylıkları sunmak, istenen çözümü sağlamayabilir. Çünkü bu dönemde gelir kaybına uğrayacak bu işletmelerin zaten bu borçları ödeme güçleri oluşmayacaktır. Bu grup için, iş yapılmayan dönemdeki borçluluğu bir şekilde üstlenmek gereklidir. O yüzden şu an ihtiyaç duyulan şey, bu işletmelere kredi vermek, borç vermek değil, bu işletmelere doğrudan kaynak aktarmaktır.

Bu durumda, devletin bu yükü taşımasının sorun oluşturacağı da kesindir. Ancak, bu dönemi aştıktan sonra, hep birlikte kamu borçlarına çözüm aramak daha yönetilebilir bir durum olarak ortaya çıkacaktır.

Ekonomiye ilişkin tüm çözümler, kaynak ihtiyacını çözmeyi gerektirmektedir. Kaynak

olarak, Türkiye’nin sadece TL’ye değil, dövize de ihtiyaç duyması dolayısıyla, bunu

sağlayacak yöntemler düşünülmelidir. Bu krizde Hükümet tarafından atılması gereken adımlardan biri de, içeride bir an önce Ekonomik ve Sosyal Konsey’i toplamak olmalıdır. Ekonomik Konsey, TBB, TOBB, TÜSİAD, TSB, TESK,

TÜRMOB, sendikalar ve benzerleri ile ilgili bakanlık ve kamu birimlerinin yer aldığı, bütün tarafların temsil edildiği bir yapıya kavuşturulmalıdır. Böylece, öncelikli sorunları adresleyen kararların, toplumsal mutabakatla ve ortak akılla alınması imkanı yakalanmış olur.

Dış alanda ise “uluslararası bir ekonomik pakt” çerçevesinin ortaya çıkarılması için diplomatik çaba harcanmalıdır. Çünkü bu krizi uluslararası işbirliği ve bütüncül bir strateji olmadan atlatmak mümkün değildir. Türkiye’nin, bu krizi kamu kaynakları ile karşılamakta zorlandığı açıktır. Bu itibarla borçluluk ve kaynak akışının devamlılığı ihtiyaçlarını göz önüne alarak “mücbir sebep” koşullarının küresel çapta uygulanabilmesi için G20 nezdinde adım atmalıdır. Ülkeler arası fon ve

mal akışını düzenleyen, uluslararası yeni bir sistemin kurulması tartışılmalıdır. Gelişmiş ülkeler gibi parası rezerv para olmayan ülkelerin, kamu maliyelerinin ihtiyaç duyduğu mali kaynağı para basarak yaratması, kısa vadede işe yarasa da, taşıdığı enflasyon yaratma riski gözetilerek, orta vadede bu paranın piyasadan nasıl çekileceği de açıklanmalıdır. Bu Raporda gündeme getirilmeyen iki tehlike daha bulunmaktadır. Bir tanesi, Korona virüsünün, ikinci bir dalga olarak yeniden ortaya çıkmasıdır. Diğeri ise, biriken maliyetlerin güçlü bir borç (finansal) krizine yol açma tehlikesidir.

Mali Müşavirlik ve Denetim Sektörü

Korona salgınından en çok etkilenen mesleklerden birisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler, Yeminli Mali Müşavirler, bağımsız denetçiler ile bu meslek mensuplarının kurdukları meslek firmaları ve meslek şirketleridir. “Mali Müşavirlik ve Denetim Sektörü”nde faaliyette bulunan meslek mensupları ile bunların çalışanları koronavirüsten etkilenme olasılığı en yüksek risk grupları içindedirler.

Yürüttükleri faaliyetler sırasında doğrudan ve diğer risk gruplarında söz konusu olmayan dolaylı temas nedeniyle “Kamu ve Özel Sağlık Sektörü” ve “Kamu Mensubu Güvenlik Sektörü” mensuplarından sonra üçüncü sırada “Mali Müşavirlik ve Denetim Sektörü” mensubu Mali Müşavirler, Yeminli Mali Müşavirler ve Bağımsız Denetçiler, Stajyerler ile bu şirketlerde diğer çalışanlar risk altındaki sektörler sıralamasında üçüncü sırada yer almaktadırlar.

Sağlıkçılar ve güvenlikçiler görevlerini yerine getirirken doğrudan temastan etkilendikleri için tüm önlemleri önceden alma olanaklarına sahiptirler. Buna rağmen doğrudan hastalarla temas ettikleri için hijyen ve korunma tedbirlerine rağmen korona riski altındadırlar. Mali Müşavirler, Yeminli Mali Müşavirler, Bağımsız Denetçiler ve Stajyerler ile diğer çalışanlar doğrudan temas dışında kaç kişinin elinden geçtiği belli olmayan belgelerle iş görmek zorundadırlar. Bu nedenle bu sektör korona virüsünde etkilenme riskleri yüksektir.

‘Mali Müşavirlik ve Denetim Sektörü’ mensuplarının sunduğu hizmetler artarken gelirlerde hem azalış hem devam eden gelirleri tahsil edememe riski doğmaktadır. Bu nedenle bu sektörün özellikle korunması ve desteklenmesi gerekmektedir.

Hem vergi beyannamelerinde, sosyal güvenlik prim bildirgeleri başta olmak üzere tüm beyanlar için ve denetim standartlarındaki düzenlemelerde korona nedeniyle alınan önlemler dikkate alınarak eylül ayına kadar yapılacak tüm bildirimlerdeki yanlışların bu süre içinde düzeltilmesi durumunda hiçbir ceza uygulanmamalı gecikme zammı veya faiz yürütülmemesi sağlanmalıdır.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner22