Teknolojik gelişimin en derin hissedildiği alanların başında iş dünyası geliyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun mesleklerin geleceğine dair 2018’de yayınladığı son rapora göre 2022 itibarıyla 75 milyon iş otomasyona devroluyor ve 133 milyon yeni iş doğuyor. Yeni doğan iş kollarıyla birlikte ihtiyaçlar ve uzmanlık alanları da hızla değişiyor. Peki, tüm bu değişim sürecinde iş dünyasında tercih edilebilir olmak nasıl mümkün?
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) “Bir Bakışta Eğitim 2019” raporu gösteriyor ki yüksek lisans mezunlarının istihdam edilme oranları pek çok ülkede lisans ve buna denk bir dereceyle mezun olanlara göre daha yüksek. Doktora derecesine sahip olanlar ise en yüksek istihdam oranlarına sahip. OECD verileri Türkiye’de de benzer bir eğilimin olduğunu gösteriyor. Türkiye’de lisans öğretimi görenlerin istihdam edilme oranı yüzde 74’ken lisansüstü mezunlarının istihdam oranları yüzde 84.
Bunun yanı sıra, Türkiye’de lisansüstü öğretim görme oranı OECD ortalamasına göre oldukça düşük. 25-34 yaş aralığındaki genç yetişkinlerin yüksek lisans yapma oranı OECD ülkelerinde ortalama yüzde 14.3’ken Türkiye’de yüzde 2.6; doktorada OECD ortalaması yüzde 0.8’ken Türkiye’de ise yüzde 0.2 olduğu görülüyor.
Yüksek lisansta nelere dikkat etmeli?
Tüm bu veriler gösteriyor ki lisansüstü öğretim görme oranın düşük olduğu Türkiye’de lisansüstü mezunları iş dünyasında daha avantajlı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Lisansüstü Programlar Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Deniz Kantur, iş dünyasında tercih edilebilir olmak için yaşanan dönüşüm sürecinin bir parçası olmanın ve bunun için de lisansüstü öğretiminin önemli olduğunu söylüyor.
Doç. Dr. Kantur, lisansüstü öğretim görmek isteyenler için şu önerileri paylaşıyor:
“İki amaçla yüksek lisans yapılır: profesyonel ve akademik gelişim. Hangi alanda yüksek lisans yapacağımız, araştırarak geçilmesi gereken bir süreç. Karar yolculuğunuza hayattan beklentinizi sorgulayarak başlayabilirsiniz. Ardından da öğretim sürecinden ve çıktılarından beklentiler netleştirilmeli. Adaylar, seçmek istedikleri programın yapısını, verilen dersleri ve akademik kadroyu sorgulayabilirler. Örneğin, MBA yapacaksanız, iş dünyası ile üniversite işbirlikleri, akademik kadrodaki profesyonel dünyadan isimler önemli kriterler arasında. Dönüşüm beklentiniz olabilir, yeni yetkinlikler, uzmanlık alanları edinmek isteyebilirsiniz. Dönüşüm hedefiniz varsa, üniversitedeki network imkânlarını da değerlendirmek kritik olabilir. Yeni bir network ile etki alanınızı artırmayı da amaçlıyor olabilirsiniz. Yüksek lisans network olanakları, akademik kadrosu, sektör işbirlikleri ve geniş seçmeli ders imkânlarıyla, size yürümek istediğiniz yolu oluşturmanızda destek olur.”
Kampüs hayatı mı, yoksa online eğitim mi?
Pek çok online yüksek lisans programı seçeneği sayesinde kampüste derslere katılmadan da yüksek lisans yapmak artık mümkün. Bu noktada Doç. Dr. Kantur’a göre karar verirken şu noktalara dikkat etmek gerekiyor: “Akademisyenlerle dirsek temasında, günlük koşuşturmanın dışında düşünme, tartışma ve araştırma alanı arayışındaysanız kampüs hayatını düşünebilirsiniz. Böylece aynı zamanda sınıf arkadaşlarınız network’ünüzün bir parçası haline gelir. Ancak iş hayatı ve eğitim arasında seçim yapmak zorundaysanız, online öğrenim metodu daha avantajlı olacaktır. Online yüksek lisans, kişinin kendisine göre tasarlayabildiği bir hızda, en uygun saatte, en uygun yerde ders içeriklerini takip edebildiği bir yöntem.”
Yüksek lisans programını seçerken
YÖK istatistiklerine göre lisansüstü toplam ve yeni öğrenci sayılarında İşletme en çok tercih edilen yüksek lisans programı. Graduate Admission Managament Council (GAMC)’ın 2019 Raporu’na göreyse yüksek lisans yapmak isteyen adayların yüzde 79’u işletme yüksek lisansı yapmak istiyor.
Program seçimi konusunda da tavsiyelerde bulunan Doç. Dr. Kantur, adayların karar verme sürecinde “Hangi alanda ilerlemek istiyorum?” ,”Niçin yüksek lisans yapmak istiyorum?”, “Mezun olduğumda beklentilerim neler?” gibi soruları kendilerine sormasını öneriyor.
Doç. Dr. Kantur, “Yüksek lisans yapma amacınız, program seçme sürecinde çıkış noktanız olabilir. Zaten bu noktaya kadar geldiyseniz işin zor kısmı bitmiş demektir. Adaylar ağırlıklı olarak iş olanaklarını göz önünde bulundurarak İşletme tercihinde bulunuyor. Ancak bu aşamada önemli olan ilgi ve gelişmek istenilen alana uygun bir program tercih etmektir. Tavsiyem karar verirken benzer deneyimler yaşamış kişilere veya konunun uzmanlarına danışmanız.” diyor.