100. yılında Cumhuriyet’in, geçmişi, bugünü ve geleceğinin tartışıldığı “Nilüfer Kütüphane
Günleri” başladı.
Cumhuriyet’in 100. yılını bir dizi etkinlikle kutlayan Nilüfer Belediyesi’nin bu
kapsamda “Cumhuriyet ve…” başlığı altında organize ettiği Kütüphane Günleri başladı.
Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü’nün Cumhuriyet teması ile organize ettiği
etkinliklerin açılışı Nazım Hikmet Kültürevi’nde yapıldı.
Program danışmanlığını Murat Sevinç’in yaptığı etkinliğin açılışına; Nilüfer Belediye
Başkanı Turgay Erdem, eşi Zeynep Terzioğlu Erdem, CHP Bursa Milletvekilleri Prof. Dr.
Kayıhan Pala, Orhan Sarıbal ve Nurhayat Altaca Kayışoğlu da katıldı.
Etkinliğin açılışında konuşan Başkan Turgay Erdem, Nilüfer’de Cumhuriyetin 100.
yılını, iki aya yayılan bir dizi etkinlikle kutladıklarını ifade etti. Program hakkında detaylara
değinen Başkan Erdem, “Bir hafta boyunca, her gün farklı kütüphanelerde çeşitli söyleşi ve
atölyeler yapılacak. Ve bu etkinliklerde birbirinden değerli konukların katılımıyla, her
yönüyle Cumhuriyet ele alınacak. Bunun çok değerli bir çalışma olduğunu düşünüyorum.
Çünkü bugün ülkemizin geldiği duruma bakınca, ekonomik durum, refah seviyemiz, sosyal
durum ve gelişmişlik düzeyimize bakınca, toplum olarak Atatürk’ün önümüze koyduğu
hedeflere ulaşamadığımızı üzülerek görüyorum.10. yıl nutkunda Atatürk şu sözleri söylemiş;
‘Az zamanda büyük işler yaptık fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Yurdumuzu
dünyanın en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah
kaynaklarına sahip kılacağız.’ 100 yıl sonra bugün bu hedeflere ulaştığımızı söylemek çok
zor. Hedefler büyük, yapılacak çok şey var ve bu süreçte kendimizi gözden geçirmeye ve
Cumhuriyet değerlerini de hatırlamaya ihtiyacımız var” dedi.
Buluşmaların önemine değinen Başkan Erdem, “100 yıldır nice badireler atlatarak
ayakta kalan Cumhuriyetimizi her yönüyle ele alacağımız bu etkinliklere katkıda bulunan ve
bilgi birikimlerini bizlerle paylaşacak olan tüm katılımcılara şimdiden teşekkür ediyorum.
Çok güzel bir program hazırlanmış, çok değerli katılımcılar var.Program Danışmanı Sayın
Murat Sevinç'e, Kütüphane Müdürlüğü’müze ve emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma
teşekkür ediyorum. Bu buluşmaların hepimiz için ufuk açıcı olacağından kuşkum yok.
Bizim için Cumhuriyet; demokratikleşme demek, yaşam biçimi demek, zihniyet devrimi
demek, aydınlanma demek, umut demek, özgürlük demek, nefes almak demek” diye konuştu.
Gecede CHP Bursa Milletvekilleri, Orhan Sarıbal, Nurhayat Altaca Kayışoğlu ve Prof.
Dr. Kayıhan Pala da söz alarak Cumhuriyetin önemine vurgu yaptı. Etkinliğin içeriği
hakkında bilgi veren Program Danışmanı Murat Sevinç ise, Cumhuriyete farklı noktalardan
bakılmasının önemine dikkat çekerek, “Cumhuriyeti iki biçimde ele almak gerekir. Devlet
başkanının seçimle belirlendiği yönetim biçiminin adı cumhuriyettir. Bu kadar basit.
Hukukçular bu yönünü benimserler. İkinci tanımı ise aynı zamanda yönetme biçimi tercihidir.
Ülkemize Cumhuriyet gökten inmedi. Öncesinde 100 yıllık bir dönem var. Cumhuriyet
yalnızca Atatürk ve çevresindeki insanlardan ibaret değil. Değerli isimlerin düşüncelerini de
kapsar. Hukuksal gelişmeler, laikleşme, sanayileşme gibi olgular süreci vardır. 1923’te
Atatürk ve çevresindeki kadro Cumhuriyeti ilan etti. Bizlere düşen de iyi yurttaşlar olarak
Cumhuriyete sahip çıkmaktır” dedi.
28 Ekim’e kadar sürecek etkinliğin açılış konuşmasını “Günümüzün Bazı Sosyal
Politika Sorunlarını Düşünerek Erken Cumhuriyet Dönemine Bakmak” konu başlığıyla
akademisyen Ayşe Buğra yaptı. Cumhuriyet ve sosyal politikalara değinerek sözlerine
başlayan Ayşe Buğra, “Sosyal politikalarda yaklaşımlar farklılık gösterir ve belirli bir adalet
anlayışı vardır. Bazı yaklaşımlarda işçiler ve sermaye sahipleri, kadınlar ve erkekler arasında
sınıfsal farklılıklar vardır. Eşitsizlikleri bariz şekilde görürüz. Bazı yaklaşımlar da eşitliği
önemserler. Örneğin gelir eşitliğini önemseler ama gelir boyutunun ötesinde sosyal haklarla
ilgilenirler. Yani eşit yurttaşlık kavramını merkeze alırlar. 1960 sonrası Türkiye’de sendikal
hareketler gelişmiş. 1990’larda Sosyal Güvenlik Sistemi Reformu bazı hakları baltalamaya
başladı ve tepkilere yol açtı. Şuan ki Sosyal Güvenlik Sistemi eşitlikçi bir duruş sergilemiyor.
Aksine bu sistem sosyal dışlanma dinamiklerini ortaya çıkardı. Çalışma hayatı ve eğitimi
derinden etkiledi. Bugün ülkemizde atıl nüfus sorunuyla karşı karşıyayız. Nüfusun yüzde 40’ı
çalışma hayatı dışında. Kadınlara bakıldığında çalışma hayatı yaşındakilerin yüzde 59’u atıl
vaziyette. Bu ciddi bir sorun. Kadın işsizliği erkeklere göre daha çok. Çalışma hayatını
sorunları yalnız Türkiye’ye özgü değil. Yapay zeka ve teknolojik gelişmelerin, insan gücünün
istihdamına negatif yansıdığı görüyoruz. Böyle giderse atıl işgücü oranı artacak. Çalışmak
sadece maddi gelir değil, sosyalleşme, topluma katılım unsuru olarak da önemli. İşsiz nüfusun
artması sadece ekonomik değil siyasi ve sosyal bir sorun. Eşitsizlikler karşısında nasıl bir
arada yaşayacağımız sorusu, bundan sonra bizi bekleyen en önemli soru olacaktır” diye
konuştu.
Açılış konuşmasını ardından düzenlenen söyleşide Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi
Fikret Adaman, hukukçu-yazar Fikret İlkiz ve tarihçi-akademisyen Mehmet Ö. Alkan,
Cumhuriyet’in tarihi, iktisadı ve hukukunu konuştu. Cumhuriyet sürecinde ekonomik
kalkınma hamlelerine değinen ve Türkiye ekonomisinin 100 yılda nereden nereye geldiğini
özetleyen Fikret Adaman, “Türkiye’de ekonomik büyüme, kalkınma ve refah düzeyi olarak
ele alınıyor. Eğitim, sağlık, yaşam biçimi, insan ömrü, yaşam kalitesi kalkınma başarısıyla
bütünsel olarak ele alınmalıdır. Tarih boyunca medeniyetler ve ülkelerin ekonomik kalkınma
modelleri farklı biçimsel bakış açılarına sahiptir” şeklinde konuştu.
Cumhuriyetin arka planına geniş bir pencere açan ve Cumhuriyetin ilanı sürecindeki
siyasal krizlere dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Ö. Alkan da, “Demokrasi ve Cumhuriyet iki
ayrı önemli kavramdır. Her demokrasi Cumhuriyet değildir. Her Cumhuriyet de demokrasi
değildir. Cumhuriyetin tanımı çok basittir. Devlet başkanının seçimle belirlendiği yönetim
biçimidir. Türkiye dünyada 33. cumhuriyet ülkesidir. Cumhuriyetin ilanı bu ülkede çok kolay
olmadı. Aradan geçen 100 yılda biçim ve yönetim farklılıkları oluştu. Atatürk ve kurucu
kadronun hedef ve hayallerini iyi anlamalı ve sahip çıkmaya devam edilmeli. 100. yılda yani
bir ülke için çok önemli bir eşikteyiz. Farklılıklarımızla ama bir arada yola devam etmek
istiyorsak daha fazla demokrasiye ihtiyacımız var” dedi.
Söyleşide son olarak yazar ve hukukçu Fikret İlkiz söz aldı. Cumhuriyet hukuksal
süreçlere değinen İlkiz, “Türkiye’de hukuk vardır ve sonuna kadar sorgulanmalı,
tartışılmalıdır. Hukuk yoktur kavramı içselleştirilirse o zaman hukuk kaybolur. Hukuk vardır
ve her zaman olmalıdır. Bugün Cumhuriyet kazanımlarının reddiyatı söz konusu. Bugün
kadın erkek eşitliği hukuk içerisindeki bazı bireyler tarafından da tartışılıyor. İnsan Hakları
Mahkemesi kararları sorgulanıyor. Hukuk yok söylemini içselleştirmeyin, hukuk vardır,
yoksa da varetmemiz gerekir” dedi.