24 Şubat'ta koronavirüs aşısı olan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un aynı günlerde öğretmenlerin aşılanmasına dair takvimi de açıkladığını hatırlatan Karabıyık, “Buna rağmen, bugüne kadar 1 milyon 117 bin öğretmenin sadece yaklaşık yüzde 20’si aşıya erişebildi. Üstelik 2.dozu tamamlanan öğretmen sayısının kaç olduğu bilinmiyor. Öğretmenlerin aşılanması Şubat ayından bugüne tamamlanamamışken, önce 1,5 milyon doz Biontech aşısının öğretmenlere uygulanacağı söylendi; Bakan Selçuk ise Ramazan ayında 425 bin öğretmenimize daha randevu açıldığını “müjdeledi” ancak bu sözün ne kadar tutulduğunu da bilmiyoruz” dedi.
Çekincelerimiz ne yazık ki doğru çıktı!
CHP’li vekil, “Bakan Ziya Selçuk aşılama süreci sayesinde yüz yüze eğitimde bir tehlike olmadığını, okulların da aldıkları önlemler ile yüz yüze eğitime “zaten hazır” olduğunu söylese de, gelinen noktada aşılama süreci öğretmenler için ilerlemedi; herkes için en güvenli çatı olması gereken okullar salgın yayılımında büyük risk merkezi oldu. Geçtiğimiz aylarda Milli Eğitim Bakanlığı’nın ısrarı sonucu okullarda yüz yüze yapılan sınavlar nedeniyle öğrenci ve öğretmenler arasındaki koronavirüs vakaları artış gösterdi. Aşılanmaksızın yüz yüze yapılan sınav ve dersler ile ilgili çekincelerimiz ne yazık ki doğru çıktı” açıklamasında bulundu.
17 Mayıs’tan sonra okulların nasıl devam edeceği ile ilgili net bir açıklamanın henüz yapılmadığını kaydeden Lale Karabıyık, “Öğretmen aşıları da bir bilinmezlik olarak devam ediyor. Kaç öğretmenin aşılandığı, yüz yüze eğitime geçildiğinden bu yana kaç öğretmen ve öğrencinin koronavirüse yakalandığı soruları yuvarlak cevaplar ile geçiştirilmeye devam ediyor. Yüz yüze eğitimin başladığı dönemde öğretmenler e-nabız sisteminde hala 'öncelikli grupta değilsiniz' uyarısını görüyordu. Öğretmenler aşılanmadan yüzyüze eğitim ve sınavlarla riske atıldı.
Bu dönemde koronavirüse yakalanan öğretmenler, “Önlemler ciddiyetsiz. Salgında yalnız bırakıldık, düzenli test ve aşı istiyoruz” çığlıklarını Bakanlığa duyurmaya çalışırken, salgında eğitime hiç ara vermeyen, dezenfektan, maske, ateş ölçer gibi salgınla mücadele için hayati olan tıbbi malzemeler üreten Meslek Liselerinin öğretmenlerine henüz aşı tanımlanmış değil.
Ayrıca, ortaokul, lise, Rehberlik Araştırma Merkezi ve Bilim Sanat Merkezi öğretmenleri aşılama grubu içinde bulunmuyor. 8. ve 12. sınıf öğretmenleri eğitim-öğretim döneminin başından itibaren sınav grubu olduğu için yüz yüze eğitim yaptı. Sadece son kısıtlamada yüz yüze eğitime ara verdiler. Muhtemelen haftaya tekrar yüz yüze eğitime başlayacaklar; ancak onlar için de aşılama başlamadı.
Halk Eğitim Merkezleri de salgın döneminde açık olmasına rağmen oradaki öğretmenler de aşı listesinde bulunmuyor. Aşılamanın henüz başlamadığı okullarda öğretmenler dışındaki eğitim emekçilerinin aşı takviminde adı dahi geçmedi” sözleriyle, okulların yeniden açılmasına birkaç gün kala hala yüzbinlerce öğretmene aşı tanımlanmadığını gündeme getirdi.
En güvenli çatı olan okullarımız salgının yayılım aracına dönüşmemelidir!
Yüz yüze eğitimin başlasa da koronavirüs korkusu nedeniyle çoğu velinin çocuklarını okula göndermediğine dikkat çeken Karabıyık, “Velilerin bu kaygısı, okullara numunelik dağıtılmış dezenfektanları tükendiği için azalan dezenfektan şişelerini sulandırarak idare etmeye çalıştıklarını söyleyen kimi kurum yöneticilerinin açıklamaları ile haklı çıktı. Öğretmenlerin aşılaması bir türlü ilerleme kaydetmezken, yüzyüze eğitimin devam ettiği dönemde koronavirüs nedeniyle neredeyse her gün bir öğretmenin hayatını kaybettiğini, binlerce öğretmen ve öğrencinin ise pozitif ya da temaslı olduğu haberlerini aldık. Okulların yeniden açılmasına sayılı gün kalmışken okullarda hayati önemi olan tedbirlerin vakit kaybetmeden tamamlanması, öğretmenlerin de iki doz aşıları tamamlanmadan riske atılmaması gerekmektedir. Tüm eğitim emekçileri vakit kaybetmeden aşılanmalı, en güvenli çatı olan okullarımız salgının yayılım aracına dönüşmemelidir” sözleriyle açıklamasını tamamladı.