Kıymetli Hemşehrilerimiz;
Tam da bu noktada, ‘Bursa’nın Acil Eylem Planı nedir? ve Bursa Depreme Hazır mı?’ sorularını sormak istiyoruz.
Maalesef bu soruların hiç birinin cevabını bilmiyoruz.
Bildiğimiz tek gerçek Bursa halkı olarak biz depreme hazır değiliz.
Ben İYİ Parti İl Başkanı olarak değil, Bursa’da yaşayan, baba olan, eş olan, anne babasından sorumlu olan, abi olan, yani kısaca 3 milyon 100 bin Bursalı hemşehrimizden biri olan, sade bir vatandaş Dr. Mehmet Hasanoğlu olarak ben depreme hazır değilim diyorum.
Çünkü yetkililer bana deprem ile ilgili hiç bir sorumluluk yüklemedi.
Oysa ben deprem olduğu an ailemi hangi toplanma merkezine bırakacağım, bir doktor olarak nerede konuşlanıp, hemşehrilerime nasıl hizmet vereceğim, her bir vatandaşımıza nerede nasıl hizmet edeceğim bilmiyorum.
Çünkü böyle bir planlamayı bize bu güne kadar kimse iletmedi ve belki de düşünmedi bile.
Bu sebeple de buradan yetkili ve etkili tüm kurum ve yöneticilerimize seslenmek istiyorum. Gelin bugünden hep birlikte bizim üzerimize de ne düşüyorsa bu görevi de bize yükleyerek Bursa’mızın acil eylem planını belirleyelim.
Böyle bir acil eylem planınız varsa da bunu 10-15 kişi veya kurum olarak sizlerin bilmesi yetmez. Bunu tüm Bursa halkı ile paylaşın.
Bu gerçekle yüzleşin. Ülkemizin tek adam rejimi ile geldiği ‘Ben bilirim, ben yönetirim’ zihniyetinden bir silkelenin ve acilen bundan çıkın. Bursa’da 3 milyon 100 bin candan sorumlu olduğunuz bilinci ile Bursa’nın kurtuluş reçetesini gelin hep birlikte ortaya koyalım.
Akademik odaları, bu konuda etkin tüm STK ve Gönüllü ordusundan oluşan AKUT dernek ve gönüllülerini örgütleyelim.
Buradan yetkililere bir kez daha seslenmek istiyorum, İYİ Parti olarak amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir. Bu kapsamda ilk planda acil eylem planı ile ilgili önerilerimizi de somut olarak sıralamak istiyoruz. Şöyle ki;
Öncelikle, yabancılara mülk satışında, OHAL ilan edilen deprem bölgesindeki illerimizde her türlü mülk satışı, diğer bölgelerde ise tarım arazilerindeki satışlar tamamen olmak üzere diğer konut vb. satışlar ise mütekabiliyet esası dikkate alınarak kapsamlı kısıtlamalara gidilmek suretiyle kısmen yasaklanmalıdır. Şayet şimdi bunun sırası mı? Denilir ise bizler de bu hususta ‘TAM DA SIRASIDIR’ deriz. Unutmayalım ki, ülkemizin en büyük toprak kayıpları, zor zamanlarımızda hasımlarımızın artık bu kadarını da yapmazlar diye düşündüğümüz zamanlarda olmuştur. Sayın Genel Başkanımızda deprem bölgesinden bu konuya özellikle dikkat çekmiştir.
Sonrasında da önemle vurgulamak isteriz ki;
1- Kapsamlı bir ‘Plan Değişikliği Yönetmeliği’ yapılıncaya kadar Belediye Meclislerinin, fonksiyon değiştirici veya kütle artışı içeren plan değişikliği şeklinde karar almaları acilen durdurulmalıdır.
2- İnşaatlarına başlanmış olan yapılar da dahil tüm inşaat faaliyetlerinde, çatı vizesine kadar yani kaba inşaatı bitene dek, büyüklüğüne göre tam yada yarı zamanlı mühendis/mimar ünvanlarında şantiye şefi istihdam zorunluluğu mutlaka getirilmelidir. Binaların girişlerine inşaatı yapan müteahhit, mimar ve şantiye şefinin isimlerini gösteren plakaların yapıştırılması zorunlu hale getirilmelidir.
3- Diri fay hatları mevcut 1/1000 uygulama imar planları üzerine tekniğine göre acilen işaretlenmeli ve fay hatları üzerine rastladığı görülerek değişiklik yapılması gerekenlerin ise yine acilen plan değişiklikleri yapılana kadar yürütmeleri durdurulmalıdır.
4- Çekiçleme etkisi nedeniyle Bitişik Nizam yapılanma koşulları yeniden düzenlenmeli, bu durumdaki mevcut arsalarda ise bitişiğindeki mevcut binalarla kat tabliyeleri aynı seviyede olacak şekilde ruhsatlandırılmalıdır.
5- Yaşanması olası afet ve diğer kriz anlarında güvenli tahliye dönemine kadar acil ihtiyaçlarını karşılayabilecek, özel araçlarını park edebilecek şekilde İmar planlarında düzenleme ortaklık payından (DOP) elde etmek suretiyle ‘Toplanma Merkezleri’ acilen oluşturulmalı, mevcut planlarda ise Belediye Hizmet Alanı olarak ayrılan yerlerden uygun olanların bu amaca yönelik tahsisleri yapılmalı, bu alanlara ana şebekeden bağımsız elektrik, su, gaz, iletişim vb. hatlar çekilmeli, bir köşesinde alet, jenaratör, projektör vb. donanım konulacak depolar inşa edilmeli, Doktor-hemşire-hastabakıcı-vb personelin rahatlıkla konuşlanabileceği alanlar yaratılmalı, su basmanı yapılmış, mümkünse helikopter pistlerinin bulunduğu ergonomik ve ilçelerin durumuna göre optimum sayıda barınma alanı oluşturulmalı ve kamusal koordinasyon sağlanmalıdır. Ayrıca, olası bir deprem sonrası barınma amaçlı farklı ilçe ve mahallelerimizdeki çadır alanlarının yer seçiminde multidisipliner yaklaşımda bulunulmalıdır.
6- Bursa’nın tarihi kent merkezi dışında son 20-25 yıldır yeni imar planlarıyla yapı stoğu ve nüfusun arttığı, bu yapıların bir çoğunun inşaasını yetkin olmayan mühendis ve ara elemanların yaptığı, mühendislik ve yapı denetim firmalarının hizmetinden yoksun kaldığı ve tarihi Bursa kent dokusunda risk bulunan düzensiz ve yaşlı konutlar çoğunlukta olduğu hepimizce bilinmektedir.
Bu nedenle herhangi bir afet veya deprem olması beklenmeden, yasal düzenlemesi de ivedilikle yapılarak hastane, okul, sağlık ocağı, yurtlar gibi kamu binaları ile mühendislik hizmeti almamış 30-40 yaş üzerindeki konutlardan başlamak üzere teknik heyet marifeti ile (jeoloji, jeofizik, inşaat, afad ve belediye yetkilisi gibi) yapı güvenlik belgesi sistemi oluşturulmalı, dijital kayıt sistemi ile de bu kontroller tapulara dahi işlenmelidir. Kontrolü geçemeyen binalar acilen boşaltılmalı ve gerekli tedbirler alınmalıdır. Yine bu bağlamda, binlerce öğrencimizi ve akademisyenlerimizi kaybetmemek adına özellikle, 1970 li yıllarda yapılan Uludağ Üniversitesi dahilindeki eskimiş fakülte binaları ile diğer yüksekokul bina ve yurtları mutlaka kontrol ettirilmeli, gerekirse yapılacak geçici prefabrik dershanelerde eğitime devam edilmek suretiyle depreme dayanıksız olanlar acilen yenilenmelidir.
TAKDİRİ İLAHİ DEĞİL TEDBİRİ İHMAL!
İYİ Parti Bursa İl Başkanı Dr. Mehmet Hasanoğlu, “Her seferinde ‘geliyorum’ diyen her felakete adeta davetiye çıkaran ve yaşanılan her felaketi de ‘takdiri ilahi’ söylemine sığınarak açıklayan, akli melekelerini neredeyse yitirmiş, bilimsellikten uzak, çağ dışı bir zihniyetin, maalesef ‘tedbir’ gerçeğini reddetmiş, salt ‘kaderci’ yaklaşımlarının kurbanı oluyoruz” dedi.
26 Şubat 2023 Pazar 15:23