Başkan Türkkan'ın yaptığı açıklama şu şekilde:
"Dünyada ve Türkiye'de küresel iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini görüyoruz. İklim değişikliğinin bir etkisi olarak özellikle son yıllarda yaşadığımız kuraklık Bursa için zor günlerin habercisi durumunda. İklim krizine, kötü su yönetimi eklenince susuzluk önemli bir tehlike olarak karşımızda durmaktadır. İklim krizi ile ulaşımdan sanayiye, tarım ve enerjiden konuta kadar farklı alanlarda bütüncül mücadele edilmesi zorunludur. Bursa'daki barajların doluluk oranlarının ortalama yüzde 16 seviyesine düşmesi ile beraber kentte kuyu suyu kullanılmaya başlandı. Gündeme oturan pandemi, küresel iklim krizini ve zaman yitirmeden önlem alınmazsa susuz geleceğimizi unutturmamalı.
783 milyondan fazla insanın temiz suya erişiminin olmadığı bir dünyada, su fakiri olan Bursa da dikkatli olmak zorunda. Su kaynaklarını tehdit eden unsurlar ile mücadele etmek zorundayız. Beton ile kaplanmış kent yüzeyi yeraltı su kaynaklarının beslenmesini engellemekte ve kentlerde su baskınlarının temel nedeni olmaktadır. Buna bir de ormansızlaşma eklendiğinde sorun katlanarak artacaktır.
Toplum katılımının sağlanması, iklim krizi ile mücadelenin temel dayanağıdır. İklim krizi ile savaşmanın doğru ve etkili yolu yerel yönetimlerden geçer.
Bursa'da su kaynaklarının korunması, düzensiz yapılaşmanın önlenmesi, gittikçe artan hatalı maden projelerinin durdurulması gereklidir. Bursa'nın kayın, karaçam, kızılçam ve meşe ormanlarının, başta Uludağ Milli Parkı, Atatürk Kent Ormanı, Karacabey Longoz Ormanları olmak üzere ormanlık alanlarının özenle korunması zorunludur.
Bursa Tabip Odası olarak, günümüz ve gelecek kuşaklar için büyük bir halk sağlığı sorunu haline gelmeden, iklim krizine ve susuzluğa karşı ciddi önlemler alınması için yetkililere çağrıda bulunuyoruz."