banner13

13 Kasım tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kalkınmayı, refahı ve istikrarı sağlamanın en önemli yollarından birinin hukuk devleti ilkesi olduğunu biliyoruz. Ülkemizde ekonomide ve hukukta yeni bir reform dönemi başlatıyoruz” sözleriyle verdiği reform müjdesini açıklamıştı. Ardından, Bülent Arınç Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi olarak çıktığı bir televizyon programında şöyle demişti:

Ey hakim ve savcılar, ceza hukukunda kimsenin kalbini yarıp bakamazsınız. Zanla, şüpheyle, kıyas yoluyla delil uyduramazsınız. İddianameleri bakıyorum çocuk bile yazmaz böyle şeyleri. Osman Kavala’nın hala tutuklu kalmasına hayret ediyorum, tutuklu olmaması lazımdır. Selahattin Demirtaş’ın daha tahliyesi olabilir. Ben kendim gibi biliyorum ki Tayyip bey de adalet istiyor.” (20 Kasım)

Reform müjdesinin verildiği bir dönemde bu sözler sorun olur mu, olmazdı, olmamalıydı… Ama Arınç’ın bu sözleri sorun oldu. Hem de ne sorun!

Anında, Arınç’ın ismini zikretmeye lüzum dahi görmeden “siyaset eskisi bir şahıs” diyerek hedef gösteren MHP lideri Devlet Bahçeli şöyle dedi:

Bu şahsın iki suçlunun serbest bırakılmasını istemesi suçluyu övmektir, suça iştiraktir, ihanete yataklıktır.”

Ve Arınç Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyeliğinden istifa etmek zorunda kaldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yola birlikte çıktığı, hatta 2001 yılında çıkacağı yolda kendisine öncülük eden “abi” dediği dava arkadaşını, büyüğünü MHP lideri Devlet Bahçeli’ye kurban verdi. Bu kulis bilgisinin bize söylediği şey tam olarak budur.

***

Şimdi gelelim yazımın başlığında sorduğum sorunun nedenine:

Devlet Bahçeli’nin hedefine Arınç’tan sonra bu kez de Numan Kurtulmuş girdi. Bahçeli “HDP’nin kapısına bir daha açılmamak üzere kilit vurulsun” çağrısına “parti kapatmalarının Türkiye’de olumlu sonuçları görülmedi” yanıtı veren AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’u adını zikretmeye lüzum görmeden “AK Parti içindeki bazı yöneticiler” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a havale etti ve sordu:

Türk devletinin ihaneti beslemesi, mermi, bomba, mayın, keleş masraflarını karşılaması olacak ve makul görülecek şey midir? Diyorlar ki ‘Parti kapatmanın Türkiye’de olumlu bir sonucu görülmedi’. Mesele parti kapatmanın ötesindedir.”

Öyle görünüyor ki AK Parti içinden kim hukuk, demokrasi, adalet derse MHP liderinin radarına girecek, hışmına uğrayacak!

Sizin de dikkatinizi çekiyor mu, Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP sık sık AK Parti’den birilerini hedef alıyor, had bildiriyor, ayar veriyor, AK Parti de sürekli alttan alıyor. AK Parti’nin MHP’den herhangi bir siyasetçiyi hedefe aldığını gördünüz mü? İttifak ortaklığında AK Parti daima nezaketi koruyan, MHP’ye sürekli övgüler yapan, kıymet bilen, minnettarlık gösteren taraf!

Şimdi bakalım ne olacak?

Cumhurbaşkanı Erdoğan Devlet Bahçeli’nin gönlünü alan, Cumhur İttifakı’nın önemine, anlamına dair bir açıklama yapacak mı? Erdoğan, AK Parti iktidarının reformist dönemlerinde, siyasi partilerin kapatılmasını demokratik bulmadığı yönünde yaptığı açıklamalarıyla ters düşerek “Sayın Bahçeli haklıdır, HDP’nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır” diyecek mi?

***

MHP her geçen gün AK Parti’yi daha da dar bir alana hapsediyor.

Erdoğan’ın “ekonomide ve hukukta yeni bir reform dönemi başlatıyoruz” açıklamasının üzerinden bir ay geçmesine rağmen

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner22