Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) Yeşil Bursa Çalışma Grubu tarafından, “Avrupa Yeşil Mutabakatı / İş dünyası için fırsatlar ve tehditler” konulu online toplantı gerçekleştirildi.
Toplantının ilk konuşmacısı, Eskişehir Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Türe, “Avrupa Yeşil Mutabakatı Akademik Boyutu” konulu bir sunum yaptı. Sunumuna, “havadan sudan” deyimi ile lüzumsuz olan işlerin tanımlandığını ifaderek başlayan, Prof. Dr. Cengiz Türe, “Artık bundan vazgeçmemiz gerekir. Havasız 3 dakika, susuz 3 gün dayanabiliriz. Bu kültürün değişmesi gerekir. Havadan sudan basit konuları değil yaşamsal konuları anlatan bir deyim olmalı” dedi. Prof. Dr. Türe, şöyle devam etti:
“Havası kirlenen, suyu tükenen dünyada telaşa kapıldık. Sınırsız bir dünyada yaşamadığımızı anlatan bir takım kurgular ortaya çıktı. Bunlara günümüze kadar geldi ve AB Yeşil Mutabakatı olarak ortaya çıktı.
Eğer bir ekolojiniz yoksa zaten ekonominiz de yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde gıda fabrikası yoktur. Gıda işleyen fabrika vardır. Gıdayı sadece doğa üretebilmektedir.
Ne kadar gelişmiş bir teknolojiniz olsa da bir buğday tanesini üretemezsiniz. Var olan ekosistem servislerine çok dikkat etmemiz gerekir. Ekonominin devam etmesi için ekolojiye önem vermek zorundayız. Yeni bir anlayışla yeni bir üretim ve tüketim anlayışla modeller gelişmeye başladı. Ve AB Yeşil Mutabakatı da bunun ürünü.
“2050’DE 2.5 GEZEGEN GEREKECEK...”
En büyük sermayemiz doğadır. Mutlaka doğada bizden çok önce hiçbir bedel ödenmemiş bir kaynağı işliyoruz. Doğal taşıma kapasitesinin üzerinde kullanıyoruz dünyamızı. 1970’lere kadar gezegenimiz bize yetiyordu. 2010’larda 1.5 gezegene çıktı, 2050’lerde 2.5 gezegene çıkacak.”
Konuşmasında iklim değişikliğine de değinen Prof. Dr. Türe, Dünya’nın 1.5 derece ısınacağını hatırlatarak, “İklim değişikliği cebe de dokunuyor. İklim değişikliği nedeniyle 2009’da Türkiye, yüzde 24.4 daha pahalıya tüketmiş” dedi. İklim değişikliğinin, 1997 yılında ABD’ye maliyetinin 300 milyar dolara mal olduğunu da kaydeden Prof. Dr. Türe burada ciddi bir sigorta maliyeti olduğunu da kaydetti. “Çıkışımız nedir?” diye soran Prof. Dr. Türe, şöyle devam etti:
“Joseph A. Trinter, “Varlığını sürdürebilecek toplumun özelliklerinden biri, sürdürülebilir bir sorun çözme sistemine sahip olmasıdır” diyor. Sürdürülebilirlik, “Hem karnım doysun hem pastam dursun” anlayışıdır. Öyle bir metod bulacağız ki, hem bundan faydalanacağız hem de Dünyamız yerini koruyacak. Burada ekonomik zeka yerine ekolojik zeka almalı. Ekolojik zekanın devreye girmesi ekonomik zeka ile kaybedeni olmayan bir oyunun kurulmasını sağlıyor.
İklim değişikliği dünya GSMH’sının yüzde 20’sinin kaybolmasına neden olacak. Ancak yüzde dünya GSMH’sinin 2’sini bu süreci değiştirmek için harcarsak, hiç kazanılmasa da yüzde 18’lik bir getirisi oluyor.”
YEŞİL MUTABAKAT...
Avrupa Yeşil Mutabakatı ile AB’nin 2050 yılına kadar sınırları içinde iklim nötrü hedeflediğini belirten Prof. Dr. Türe, “Avrupa Yeşil Mutabakatı yeşil deyince aklınıza ne gelirse onu anlatıyor” dedi. Yeşil üretimin 3 temel hedef ortaya koyduğunu da kaydeden Prof. Dr. Türe, “Emisyonları, atık suları ve kazaları en aza indirgemek, işlenmemiş ve yenilenemeyen enerji türlerinin kullanımını en aza indirgemek, yaşam döngüsü maliyetini en aza indirgemek. Bunu yeşil ürünler, yeşil süreçler, yeşil kullanım, yeşil kullanımın sonlandırılması yöntemleriyle yerine getireceğiz.
Ne gibi etkilerle karşılaşabiliriz, Yeşil Mutabakat nedeniyle. Birincisi ihracat kısıtlamalarıyla karşılaşmak mümkün. Piyasa baskısı oluşabilir. Firmalarda olumlu fırsatlar yaratabilir. Burada yatan temel felsefe dönüşümdür. Teknoloji, insanlar, kurumlarda dönüşüm hedefliyoruz.”
Türkiye’nin durumunun çok parlak olmadığını rakamlarla da ifade eden Prof. Dr. Türe, Yale Üniversitesi’nin Çevresel Performans Endeksi’nde 2016’da 99. sırada olan Türkiye’nin 2018’de 108. sıraya gerilediğini de söyledi.
Toplantının ikinci bölümünde ise, ÇEDFEM Mühendislik Genel Müdürü Hüsamettin Çoban, “Avrupa Yeşil Mutabakatı Sanayi Boyutu, Fırsatlar ve Tehditler” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.
Hüsamettin Çoban, bazı uygulamalarının 2021 Haziran ayında başlayacak Avrupa Yeşil Mutabakatının nasıl uygulanacağına ilişkin bazı bilinmezler olduğunu söyledi. Dünya Ticaret Örgütü açısından, Gümrük Birliği açısından uygulamaların nasıl olacağının belirsizliğini koruduğunu kaydeden Çoban, emisyon ticaretinin de çok önemli bir yer tutacağını belirtti. Çoban, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın salt bir çevre stratejisi olmadığını bunun yeni bir uluslararası ticaret ve iş bölümü getirdiğini belirtti.
Toplantı katılımcıların sorularıyla sona erdi.