“DEVRİM MÜCADELESİNİN SİMGESİ OLMUŞ İNSANLAR…”
“Şenol Güneş, Ali Kemal, Necati gibi -yanlış anlamayın; öyle sayıyoruz futbolcu sayar gibi; ama ağabeylerimiz- kıymetli sporcuların 70’li yıllardaki başlattıkları spordaki bir devrim gibi mücadelenin, gibi demeyelim aslında, tam da devrim mücadelesinin, simgesi olmuş insanlar da bizlerin, farklı bir motivasyonla hayata bakmalarına sebep oldu” diyen İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Her ne kadar onlar, 70’lerde bu işi başarmış olsa da yıllar geçse de üstünden, 80’ler olsa da 90’lar olsa da 2000’ler olsa da asla o ruh kaybolmuyor ve ondan her zaman besleniyorsunuz. Bu kadar kalıcı bir değer yaratmış insanlar iyi ki varlar. İyi ki Türk sporuna, Türk futboluna ve Trabzon’a iz bırakmış, o kuvvetli başarı dönemini yaşatmış ve farklı bir spor felsefesiyle insanlara umut vermişler. Ben de iyi ki o şehirde doğmuşum. Ne mutlu bana. Onların anılarıyla, onların enerjisiyle, bazen okulda, bazen iş yaşamında, bazen siyasette, şimdi de İstanbul gibi dünyanın en güzel şehrine hizmet ederken, işte o alttan aldığımız enerjinin devamıyla hizmet ediyoruz; etmeye devam ediyoruz. Her zaman söylemişimdir; ‘Ne olur Allah’ım, beni doğduğum şehre mahcup etme’ diye. Beni tanıyan insanların güzel duygularla beni takip etmesi, beni anması, dua etmesi, o sıcaklığı bende hissetmesi, kimisi bir ailenin ferdi gibi, kimisi bir arkadaşı gibi kabul etmesi muazzam bir duygu. İşte onların başlangıcı, o heyecanla doğdu.”
“ŞENOL GÜNEŞ OLAMAYINCA TRABZONSPOR’A, İSTANBUL’A BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI OLDUM”
“Ben, belki de Şenol Güneş’in yerine Trabzonspor’a kaleci de olabilirdim” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bir bakmışsınız ondan daha başarılı da olabilirdim; belli mi olur. Ama Şenol Güneş olamayınca Trabzon’da Trabzonspor’a, İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı oldum. Tabi bunların hepsi, çok güzel anlar, değerli şeyler. Bu değerleri hissederek yaşatmak lazım. Trabzon’un yüzünü, hissiyatını, değerlerini ben her zaman yaşıyorum. Hepsi de beni besliyor. Hiçbir zaman unutmuyorum. Trabzon’un efendiliğini, ahlakını, düzgün tavırlarını, davranışını, asla taviz vermeyen duruşunu, doğru söyleyişini her zaman ruhumda yaşıyorum. Bazı ufak tefek eksiklikler olabilir; ama genel prensipleri, genel duruşu Trabzon’un böyledir. Bütün ülkeye barışı, huzuru sağlama konusunda, herkesi kucaklama konusunda özel bir hassasiyeti olmalıdır benim doğduğum şehrin. Ben öyle hissediyorum. Umut ederim, ben ve Trabzonlu birçok kimlik, hangi görevde olursa olsun, -ister Trabzon’da, ister İstanbul’da, Ankara’da; fark etmiyor- Trabzon’a layık insanlar olsunlar. Çünkü, temsil ettikleri her değeri yaşatma mecburiyetimiz var.”
“ONLAR, TRABZON’UN GERÇEK KAHRAMANLARI”
Davetlilerle bir hayalini paylaşan İmamoğlu, “Trabzon’un meydanında gezerken, benimle sanki sokakta yürür gibi, Ali Kemal’in bronz bir heykelini istiyorum mesela. Trabzon’a gelen insanların onları hissetmesini istiyorum. Sadece onunla da kalmadan, Trabzon’un yazarlarını, şairlerini görmek istiyorum. Görsünler, tanısınlar, hissetsinler… Onlar, Trabzon’un gerçek kahramanları. O gerçek kahramanları Trabzonlular bilirse, o ruhu taşıma ve yarınlara aktarma şansına sahip olurlar. Bütün bu süreci, tarihi üst üste koyarak baktığınızda, gerçekten bugünleri yaşamamamızda, şu güzel ortamda bu güzel anı kutlamamızda hem de şu duruşla, dünyaya evrensel bakışla bakabilmemizde, her zaman her yerde en fazla minnet duyduğum isim; Mustafa Kemal Atatürk. İyi ki Cumhuriyeti kurmuş ve bize emanet etmiş. Bu duygularla, güzel şehrimin güzel insanlarının huzuruna çıkarak bu duygularımı paylaştım. Derneğimize teşekkür ediyorum. Kurtuluş yıldönümümüz kutlu olsun. Trabzon’a layık olmaya devam edelim inşallah” diye konuştu.