Son 10 yılda gerçekleştirilen büyük atılımlarla en güvenilir enerji kaynağı olarak görülmeye başlayan rüzgar enerjisi, ülkemizde rekorlarla esiyor. Rüzgar enerjisinin yükselişi, doğru orantıda santrallerin de büyümesine ve çok sayıda rüzgar türbininin kurulması anlamına geliyor. Günlük bazda rekor enerji üretimini elde eden rüzgarın başarısının arkasında ise Avrupa’yı dahi kıskandıracak servis ve bakım hizmetlerinin yattığını aktaran Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, rüzgar enerjisi sektöründe marka ülke olmanın ve Türkiye’nin bu alandaki gelişim gösteren potansiyelini ortaya sermenin yatırımcıların tercih sebebi olacağına dikkat çekiyor.
İlk Kez %20’nin Üzerinde Üretim Gerçekleşti
Enerjide dışa bağımlılığını azaltmak isteyen Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik politikalarının meyvelerini toplamaya başlıyor. Özellikle elektrik üretimindeki payı 2020 yıl genelinde %8,44’ü bulan rüzgar enerjisi, kırdığı rekorlara bir yenisini daha ekledi. 167.019 MWh üretim gerçekleştirerek günlük bazda tüm zamanların en yüksek enerji üretimine ulaşan rüzgar enerjisinin potansiyeline dikkat çeken Ali Aydın, rüzgar enerjisi sektörünün tüm paydaşlarıyla topyekûn hareket etmesinin bugünkü tarihi sonuçlara ulaşmada önemli paya sahip olduğunu aktarıyor. Rüzgarın enerjiye dönüşmesi için en önemli unsurlardan olan türbinlere yönelik gerçekleştirilen servis hizmetlerinin ise bu başarının gizli kahramanlarından olduğunu belirten Ali Aydın, türbinlerin sağlığı için verilen mücadeledeki kararlığın bugünkü sonuçların elde edilmesini kolaylaştırdığını belirtiyor.
Rüzgar Enerjisinde Marka Ülke Olmak İçin Atılması Gereken Adımlar
Dünyada rüzgardan elde edilen elektrik üretiminde ilk 10 rüzgar ülkesi arasında gösterilen ve Avrupa’da kurulu rüzgar gücü olarak 7. sırada yer alan Türkiye’nin rüzgar enerjisi alanında marka ülke olma potansiyelinin çok güçlü olduğunu ifade eden Ali Aydın, özellikle RES’lere yönelik verilen hizmetlerde Avrupa standartlarının dahi önünde olduklarına vurgu yapıyor. Rüzgar enerjisi sektöründe atılacak gerekli adımlarla Türkiye’nin bu alandaki marka ülke olmasının kolaylaşacağını aktaran Aydın, bu yoldaki stratejik yol haritasını şu şekilde sıralıyor.
1. Rüzgar enerjisi daha fazla görünürlük kazanmalı. Rekabetçi bir sektöre sahip olduklarını aktaran Ali Aydın, ülke olarak rüzgar enerjisindeki konumu ve görünürlüğü netleştirmek ve tutarlı akış planlarına sahip olmakla birlikte her aşamada katma değer üretecek çalışmaların gerçekleşmesi gerektiğini belirtiyor.
2. İstikrarlı duruş korunmalı. İstikrar ve öngörülebilirlik sektör oyuncuları için çok önemli. Hem paydaşların hem de devlet kanadının bu konuda taviz vermeden yatırımcılara uygun zemini sağlaması gerekiyor.
3. Fiyatlandırmalarda doğru politikalar izlenmeli. Maliyetler ve fiyatlandırmalar konusunda devletlerin izledikleri politikaların engelleyici değil, büyümeyi destekler nitelikte olması çok önemli. Rekabet ortamına uygun atılacak adil adımlar rüzgar enerjisinde önemli kazançlar sağlayacaktır.
4. Operasyon ve hizmetlerde kalite prosedürü oluşturulmalı. Avrupa standartlarının ötesinde kaliteli hizmet verebilmenin ve teknolojik ilerlemenin devamlılığının sağlanması kalite prosedürleri ile güvence altına alınmalı. Özellikle bu alanda Ülke Enerji olarak güçlü bir imaja sahip olduklarını ifade eden Ali Aydın, rüzgar enerjisi sektöründeki diğer tüm paydaşların da buna sahip çıkması gerektiğini belirtiyor.
5. Hızlı ve güvenilir süreçlere sahip olunmalı. Birçok iznin alınması gerektiği alanda bürokrasinin çerçevesi yeniden belirlenmeli. Hem yatırımcılara hem de enerji ihtiyacımıza yönelik önemli adımların atıldığı rüzgar enerjisi alanında yetkili karar mercilerinde ve süreçlerin akışında daha güçlü bir yapının oluşması gerekiyor.