2024’TE 1 MİLYAR 133 MİLYON DOLAR ÖDENDİ
Küçük ve orta ölçekli hayvancılık işletmelerinin bitme noktasına getirildiğini
vurgulayan Milletvekili Sarıbal, yem, enerji, ilaç, nakliye gibi maliyetlerinin
sürekli arttığını, bu durumun hem üreticiye hem de tüketiciye olumsuz
yansıdığını dile getirdi. Hayvan yetiştiriciliğinde büyük şirketlerin piyasanın
büyük bir kısmını kontrol ettiğine dikkati çeken Sarıbal, “Bu tekelci yapı,
üreticilerin fiyat belirlemede etkisiz kalmasına yol açmaktadır. Et ve Süt
Kurumu, Ramazan ayı öncesinde 40 bin baş canlı hayvan ithal edecek, piyasaya
karkas et sürülecek. Nisan 2010’dan bu yana canlı hayvan ve karkas et ithalatını
sürdüren iktidar, son 15 yılda 12 milyar dolarlık ithalat yapmış olmasına rağmen
ne et fiyatlarını düşürebildi ne de yerli üretimi koruyabildi. Talimatla ekonomiyi
yönetmeye çalıştıkları gibi, talimatla et fiyatlarını düşürmeye çalışıyorlar. TÜİK
tarafından açıklanan Hayvansal Üretim İstatistiklerine göre, 2023 yılında
Türkiye’nin toplam hayvan varlığının önceki yıla göre 4,4 milyon baş azaldığını
kaydeden Sarıbal, 2024 yılının Ocak-Kasım döneminde; 372 bin baş canlı
hayvan ithalatına 644 milyon dolar dolar, 75 bin ton kırmızı et ithalatına 489
milyon dolar olmak üzere toplam 1 milyar 133 milyon dolar ödendi. Bunun adı
ihanet değil de nedir” diye konuştu.
KARMA YEM HAM MADDELERİNİN YÜZDE 45’İ İTHAL
Hayvancılık sektöründe üretim maliyetlerinin yaklaşık yüzde 70’inin yem
girdilerinden oluştuğunu vurgulayan Sarıbal, “Doğalçayır ve meraların azalması,
ülke hayvancılığı açısından ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Meraların
günümüzde ciddi bir azalma göstermesi, tarım politikalarında yanlış
planlamaların ve bilinçsiz arazi kullanımının bir sonucudur. Mera ağırlıklı
besleme olmadan, yem bitkisi üretimi ve fabrika yemine bağımlı bir sistemin
2
uzun vadede sürdürülebilirliği zor. Nüfus artışı, köyden kente göç ve gelişen
ekonomik koşullar hayvansal gıdaya olan talebi artırmakta; bu durum karma
yem üretimine de yansımaktadır. Ancak karma yem üretiminde kullanılan yağlı
tohum ve küspeleri ile bazı tahıllar ve yan ürünleri gibi ham maddelerin ithal
edilmesi zorunludur. 2023 yılında üretilen yaklaşık 28 milyon tonluk karma
yemin yaklaşık yüzde 45’i zorunlu olarak ithalat yoluyla tedarik edilmiştir”
ifadelerini kullandı.
SON İKİ YILDA 1 MİLYONDAN FAZLA ANAÇ HAYVAN KESİLDİ
Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ sütte referans fiyatını litre başına 17 lira 15 kuruş
olarak belirlediğini hatırlatan Sarıbal, AKP iktidarının süt fiyatlarını gıda
enflasyonun önlenmesinde bir araç olarak kullandığını, üreticilerin sütünü
maliyetinin altında bir fiyattan satma zorunluluğu getirdiğine dikkati çekti, “Bu
durumda süt üreticileri anaç hayvanlarını kesime gönderirken özellikle son iki
yılda 1 milyondan fazla anaç hayvan kesime gitmiştir. Bunun yanı sıra ithalat
politikası yerli hayvan varlığında düşüşe neden olmaktadır. TÜİK tarafından
açıklanan Hayvansal Üretim İstatistiklerine göre, 2023 yılında Türkiye’nin
toplam hayvan varlığı önceki yıla göre 4,4 milyon baş azalmıştır.
Çiğ süt fiyatları baskılanarak gıda enflasyonu düşürülemez. Çiğ süt fiyatlarını
düşük tutma politikalarından vazgeçilmeli, yem fiyatları sübvanse edilmelidir”
dedi.