Türkiye'de nezman bir kötü olay olsa bahane hazır ...
Dış güçler...
Kendi sorumluluğumuzu başkalarına yıkma üzerine bizle kimse yarışamaz.
Epey bir süredir Türkiye’nin halen yaşamakta olduğu ekonomik krizin, hukuksuzluğun, eğitimde geri kalmışlığın, refah toplumu olamamanın, hatta deprem gibi büyük felaketlerin müsebbibi olarak dış güçler, yani emperyalist ülkeler olduğu anlatılır.
Bugüne kadar bu tür hamasi söylemlere hiç itibar etmedim ama şimdi görüyorum ki galiba yanlış yapmışım. Dolayısıyla itiraf ediyorum, yaşadığımız bunca olumsuzlukları hiçbir ülke yönetimi tek başına başaramazmış!
Bütün dünyanın uyguladığı ekonomik gerçeklikleri “faiz sebep, enflasyon sonuç” sloganıyla ters-yüz ederek ülkeyi derin bir ekonomik krize ve yoksulluğa ancak ‘dış güçler’ sürükleyebilirmiş…
6 Şubat 2023’te büyük bir deprem felaketi yaşadık ama bu dış güçler ülkemizi öylesine kuşatmış ki iktidarın, Kahramanmaraş merkezli 11 ilde deprem olabileceği yönündeki uzmanların, bilim insanlarının uyarılarını görmesini dış güçler engellemiş. Öyle ki depremin ilk üç gününde devletin, depremzedelerin yardımına gitmesini bile bu dış güçler engellemiş…
Artık hiç şüphem yok, göz göre göre gelen Erzincan maden faciası da bu ‘dış güçler’in işi. Kanadalı maden şirketi öylesine maharetli ki kendi ülkesi dahil hiçbir gelişmiş ülkede var olmayan kuralsızlıklara Türkiye’de sahip olmuş. Bütün engelleri aşarak ÇED raporunu almış, hiçbir teknik ve çevre analizi yapılmadan kapasite artırımını bile kolay yoldan kapmış. Çevrecilerin 6 Şubat 2023’te büyük bir deprem felaketi yaşadık ama bu dış güçler ülkemizi öylesine kuşatmış ki iktidarın, Kahramanmaraş merkezli 11 ilde deprem olabileceği yönündeki uzmanların, bilim insanlarının uyarılarını görmesini dış güçler engellemiş. Öyle ki depremin ilk üç gününde devletin, depremzedelerin yardımına gitmesini bile bu dış güçler engellemiş…
Artık hiç şüphem yok, göz göre göre gelen Erzincan maden faciası da bu ‘dış güçler’in işi. Kanadalı maden şirketi öylesine maharetli ki kendi ülkesi dahil hiçbir gelişmiş ülkede var olmayan kuralsızlıklara Türkiye’de sahip olmuş. Bütün engelleri aşarak ÇED raporunu almış, hiçbir teknik ve çevre analizi yapılmadan kapasite artırımını bile kolay yoldan kapmış. Çevrecilerin ve siyasilerin “tehlike bağıra bağıra geliyor” feryatlarına rağmen, iktidarın gözüne perde çekilerek faciaya adeta koşar adım gidilmiş… Ve sonunda 9 çimiz bir dağ gibi çöken milyonlarca tonluk siyanürlü toprak yığınının altında kaldı, hala toprağın altındalar.
Filipinler, Myanmar, Guatemala, Ekvator ve Bengaldeş gibi ülkeler ligindeyiz.
Hangi devlet böyle bir faciaya duyarsız kalabilir ki… Ama ‘dış güçler’ işini biliyor, hepimizi efsunlayarak iktidara rağmen hem ülkedeki çalışma şartlarını kötüleştirmişler hem de vahşi rant yolculuğunun önünü açmışlar…
PISA ve TIMSS sınavlarında son sıralardayız. Eğitim, nitelikli insan gücü ve insani gelişmişlik endekslerinde oldukça gerilerdeyiz. PISA testi sonucuna göre Türkiye OECD ortalamasının altında kaldı.
81 ülke ve bölgede, 15 yaşındaki gençlerin okuma, matematik ve fen (bilim) seviyelerinin değerlendirildiği 2022 PISA araştırmasında Türkiye matematikte 39, fende 34 ve okumada 36. sırada yer aldı. Ah bu dış güçler! Eğitimde, bilimsel gelişmelerde Türkiye’nin dünya ile rekabet edebilmesinin önünü kesebilmek için eğitim sistemimizi yaz-boz tahtasına çevirmişler ve bizi geri bırakmışlar!..
Maalesef bu ‘dış güçler’ Türkiye’nin demokratik işleyişine de müdahale ederek, ülkemizdeki ‘hukukun üstünlüğü’nü zaafa uğratarak, bizi hukukta, özgürlüklerde ve insan haklarında antidemokratik ülkeler ligine düşürmüşler!..
Mesela geçtiğimiz günlerde merkezi Londra'da bulunan Economist Intelligence Unit, her yıl düzenli olarak yayınladığı "Küresel Demokrasi Raporu"nun 2024 edisyonunu yayınladı. Raporda ülkelerde yaşananlar değerlendirilerek belli bir puanlamaya göre sıralama yapıldı. 24 ülkenin "tam demokrasi", 50 ülkenin "kusurlu demokrasi", 34 ülkenin "hibrit demokrasi"e 59 ülkenin de "baskıcı rejim" olarak sınıflandırıldığı listede Türkiye “hibrit demokrasi” ülkeleri arasında yer aldı.
Sakın şaşırmayın ama ‘dış güçler’ mercimek üretimimize bile el atmışlar… Geçtiğimiz günlerde Akif Beki köşesinde yazmıştı. 1990 yılında 20 milyon dekar olan bakliyat ekim alanımız, bugün 9 milyon dekara düşmüş. Dış güçlerin bakliyat üretimimizi engellemesi yüzünden, şu anda mercimek ihtiyacımızın yüzde 55’ini Kanada’dan ithal ederek karşılıyoruz…
Doğrusu içimden bir ses diyor ki Türkiye’deki yolsuzluk algısının bu kadar yüksek olmasında da ‘dış güçler’in parmağı olmasın… Zira 2022 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi'ne göre Türkiye, 36 puanla 101. sırada yer alıyor.Biz de sanıyorduk ki 23 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti iktidarı diklenmeden ‘dik duruşu’ ile memlekette her şeye hakim. Meğer bu ‘dış güçler’, ne numaralar çeviriyorlarmış da haberimiz yokmuş!