Bu sürece nasıl gelindi?
Gazetemizin Ankara Temsilcisi Mehmet Çatakçı, Ağustos ayının ilk haftasında Kenan Kibar ve BPR şirketinin belediyelerle olan ticari ilişkilerinin Ankara’da ciddi rahatsızlıklara yol açtığını yazmıştı.
O yazıda şu ibareler vardı: “Başkanın basın danışmanı Kenan Kibar’dan duyulan rahatsızlık Ankara’ya kadar uzandı. BPR şirketi neyin nesi, belediyelere fatura kesen böyle bir firma var mı?”
Gazetenin dijital nüshasını sosyal medyada paylaşmam üzerine hemen Kenan Kibarbeni aradı ve bu yazıyı gazeteden kaldırmamı rica etti. Ben de, gazetenin baskıya girdiğini ve şimdi bunu iptal etmenin, bana ciddi bir maliyeti olduğunu söyledim. O da, maliyetinin önemli olmadığını ve zararımı kendisinin karşılayacağını söyledi. Ben de toplam 6000 adet gazetenin yeniden baskısının maliyetinin 15.000 TL olduğunu söyledim. Sorun olmadığını ve bu rakamı bana ödeyeceğini taahhüt etti. Ben aslında bu maliyeti karşılamayacağını düşünmüştüm, lakin ısrar edince, mevcut basılan gazeteleri çöpe atarak, onu rahatsız eden bölümü çıkartıp yeniden baskıya girdik.
Kibar’ı yazınca kimler saldırıya geçti?
Dolayısıyla Kenan Kibar’ın Olay Medya’nın TMSF’ye geçtiği dönemde manifaturacılık yaparken alıp, Olay Gazetesi’nin başına koyduğu Nezir Asaroğlu’nun iddia ettiği gibi benim tehditle para talebim olmamıştır.
Aksine o konuşulan rakam, benim gazetemin yeniden basılmasının maliyetidir.
Ayrıca Kenan Kibar tarafından beni sindirmek amacıyla Ercan Akyıldız ve Nezir Asaroğlu’na gönderilen ve bugün Nezir Asaroğlu tarafından sosyal medyada servis edilen Büyükşehir Belediyesi’ne verdiğim resmi reklam teklifi, her basın kuruluşunun yaptığı bir ticari faaliyetten ibarettir.
Bunu gayrimeşru bir iş gibi paylaşan ekibin, önce kendilerinin Bursa’daki merkez belediyelere kestiği aylık yüz binlerce lirayı aşan faturaları açıklamaları gerekmiyor mu? Kaldı ki, benim reklam talebim hayata geçmeyen sadece bir teklifti. Kendileri ise yaptıkları sıradan işleri, nasıl bu kadar büyük fiyatlara sattıklarının formülünü açıklamalıdırlar.
Artık her şey açığa çıkacak!
Dolayısıyla, benim ikinci kez gazete basmamın maliyeti tarafıma ödenmediği gibi, geçen hafta Kenan Kibar ve ekibi Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile bir toplantı yaparak (başkanı da yalan bilgilerle yanıltarak) başta ben olmak üzere, Bursa’da kendi rantlarına engel olan gazetecilerin gerekirse iftira atılarak piyasadan silinmesine karar vermişler. Benim de Muhasebeci Kenan gerçeğine işaret edeceğime dair, geçen günkü ve dün akşamki sosyal medya paylaşımlarım üzerine bu ekip şahsıma karşı bir linç ve iftira kampanyası başlattı. Ağza alınmayacak hakaretlerle bana, aileme ve eşime yapılan bu saldırılar için bugün adliyede suç duyurusunda bulundum. Bursa’da Hikmet Şahin döneminden beri faaliyetlerini adeta bir çıkar amaçlı organize suç örgütü gibi sürdüren bu ekibin, bütün foyasını usta kalemlerden de alacağımız desteklerle ortaya dökeceğiz. Benim çok şükür önce Allah’a, sonra da devletime veremeyeceğim hesabım yok.
Yüce Türk adaleti hepimizi araştırsın ve kim suçluysa da hesabını sorsun.
