Hemen kalemi alıp yazmayı sevmediğimi bilirsiniz. Herkes eteklerindeki taşı döker ve oluşan büyük resmi gördükten sonra olayları analiz ederim. Nitekim de öyle bir durumdayız. Medyayı yorumları inceliyorum. Bazıları akıl alır gibi değil. Bu kadar iyi bir seviyede gazetecilik yapan bu kişiler nasıl olur da olayları ıskalar veya faklı bir analizde geçirir? Gelin sizlerle büyük resmi konuşalım. En üst seviye, sade akılla olaylara bakmaktır der hocam, bizde öyle yapalım.
Bölgeyi izliyorum, Esad askerinin çaresizce kaçtıklarını görüyorum. Senelerce savaştan dolayı yorulmuş, aciz insanlardan başka bir şey görmüyorum muhaliflerin önünde. HTŞ ve diğerleri bunu fırsat bilip ilerlemelerine devam ediyor. Peki bu örgütler nasıl olurda bir ülke disiplini eğitimi almış gibi davrana biliyordu? Düzenli bir ordunun yapabileceği nizama sahip hareket edebiliyordu? Bence en önemli nokta burasıdır. Asya’da Türk birliği teşkilatı hesapları yapan, Afrika’da tükenmiş bir çok ülkeye umut olan(askeri ve tarım konusunda) eğiten, Balkanlarda hatta Venezuela gibi orta Amerika ülkelerini bile dizayn eden bir Türk devlet aklı hemen yanı başında senelerce oluşan kaosa sizce kayıtsız kalabilir miydi?
Şımarık küresel akıl İsrail üzerinden Gazze, Lübnan ve Suriye ilerleyişi Türk aklının bölgeye yaptığı rot balans ayarıyla değişmiştir. Yüz yıllık plan sekteye uğramıştır. Düşmanımın düşmanı dostumdur şiarıyla bölgedeki bir çok Esat karşıtı oluşum bir araya getirilmiş, ortaya karşı koyulması zor bir güç çıkmıştır. Dünyada bir çok basın yayın Suriye'nin gerçek sahiplerini istilacı olarak sunmuştur medyalarına. Defalarca gel anlaşalım dediğimiz Esat, Türkiye ile anlaşma zemini oluşturma gayretine girmiştir. Türkiye galon tepelerinden gelen tehdidi görmüş, inanılmaz bir bürokrasi ve strateji geliştirip zamanında düğmeye basmıştır. Bir çok Ülke kabuğuna çekilmeyi daha faydalı görmüştür. İran dış işleri bakanı Türkiye’nin yolunu tutup olayı sonlandırmak için nabız yoklamıştır. Haçlı şabi örgütü, İran’ın desteğiyle milyona yakın sünni Suriyeli’yi katletmiştir.
İran ve İsrail akıttıkları kanın bedelini gün ve gün enselerinde hissedecektir. Ukrayna'da yorulan Rusya bu haraketliliğe sessiz kalmıştır. Seçimden çıkan ABD de hakeza.
Yaptıkları oyunu oraların gerçek sahibi bozmuştur. Muhataplarına bizim buradaki haraketlilikte işimiz yok dese de Türk devlet aklı bölgeye hakimdir. Amaç Lübnan’a bir koridor açana kadar durmamaktır.
Ondan sonra ne mi olur bilmem. Ama bildiğim tek şey güç dengeleri yeniden değişiyor. Finali İstanbul’da yapmak isteyenler, Kudüs’ün fethini engellemek için gelecekler. Kimseyle değil bizimle masaya oturacaklar.
Not İçeride birileri bizi misakı milli sınırlarımızı haritanın belirlediği yer kadar olduğunu öngörüp yorum yapsa da, bilmelidir ki bölgedeki yangına sessiz kalmak demek, bir gün o ateşin senin evini de yakması demektir.
Nitekim buralar için planlar yapan bir çok Ülke vardır.