Ahmet Sönmez’in yüksek fonksiyonlu otistik bir babayla "normal" oğlunun hikayesine odaklanan filminin gösteriminin ardından, filmin yönetmeni Ahmet Sönmez, senaristi Nalan Merter Savaş ile oyuncuları Ömer Akgüllü, Vildan Atasever ve Aybars Kartal Özson seyircilerin karşısına çıktı. Soru cevap bölümünün moderatörlüğünü Boğaziçi Film Festivali Festival Programcılarından Ebubekir Elkatmış yaptı.
Filmi kendi oğluyla yaşadıklarını tersten okuduğunu ve hikayeyi yarattıklarını söyleyen Ahmet Sönmez, “Yaşanmışlıkların verdiğiyle bir hikaye yapmak istiyorsunuz ve tıpkı benim yaptığım gibi filmler ortaya çıkıyor” dedi. Filmdeki gibi hikayeleri anlatmanı her zaman zor bir yanı olduğuna da değinen Sönmez, hem yaşanmışlık hem de çok az görünen bir durumla ilgili film yaptıklarını, bu durumun da filmi özel kıldığını belirtti. “Toplumun geneli otizmle karşılaşmıyor. Çok az bilinen bir durum. Bunu hem bu şekilde filme aktarmak hem de filmdeki gibi farklı bir şekilde anlatma derdimiz vardı” diye Sönmez, filmin senaryo, finans ve oyuncu seçiminde ciddi emek verilerek ortaya çıkarıldığını söyledi.
Filmin başrol oyuncusu Ömer Akgüllü kendisine yöneltilen “Otizmli bir bireyi oynamak nasıl bir duyguydu?” sorusuna set süresince kendisine herkesin çok iyi katlandığını belirterek kimseyle hiçbir temasının olmadığını ve tamamen içine kapalı olduğunu ifade etti. Yönetmen Ahmet Sönmez de Akgüllü’den oyunculuk anlamında en iyi performansı almak için kendisi dahil kimsenin iletişime geçmemesi için azami derecede özen gösterdiklerine değindi. Filmin diğer başrol oyuncusu Vildan Atasever de karakterine dair yöneltilen soruya “Kadınların her zaman evliliklerindeki ilişkilerinde yaşadıkları durumu düşünerek empati kurmaya çalıştım. Biz kadınların çok fazla emek verdiğini düşünüyorum her şey için. Anlaşılmadığımızı da düşünüyorum bazen” dedi ve kadının evden gittikten sonra ise her şeyin başkalaşarak bambaşka bir hal aldığını filmde de görülebildiğini belirtti.
Filmin genç oyuncusu Aybars Kartal Özson da filme dair yaptığı konuşmasında çekimler süresince kendisini otizmli bireylerin yerine koyduğunu ifade etti ve sonrasında da onlara nasıl yardımcı olabileceğine dair bir düşünce içine girdiğini belirtti. “Benim rolüm çocuktu ama filmde ben baba olmuştum, babam da benim çocuğum olmuştu ve ben ona baktım” diyen Özson bu durumun kendisi için farklı bir tecrübe olduğundan bahsetti. Filmin senaristi Nalan Merter Savaş da çevresinde hiç otizmli birey olmadığını fakat senaryo yazım sürecinin kendisi için bir keşif durumu olduğunu vurguladı.