Türkiye enflasyon canavarının dişleri arasında öğütülürken yapay gündemler ile
siyasiler uğraşmasınlar…
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Hazine eski Bakanı Ayfer Yılmaz ile makamında
sohbet ediyoruz.
Konu Ekonomi ve enflasyon.
Ayfer Yılmaz bir önemli noktaya temas ediyor.
Mışlar ile Muşlar ile devlet yürümez.
Bizim iktidarımızda bunlar kalkacaktır.
Güçlendirilmiş Demokraside bunlara yer yoktur.
Bu gün İMF sizler isteseniz de size kredi vermez.
İMF hesap ister kitap ister,nereye ne harcayacaksanız onu bilmek ister.
Sizlerde bu hesaplar olmadığı için bu parayı size vermez,diyiyor.
Ayfer Yılmaz diğer bir önemli konuda Eğitimi işaret ediyor.
Eğitim sistemi çöktü.Çağı yakalamak mümkün değil.
Bu gün 7 milyon insan devletten yardım alıyor.
İnsanları fakirleştirip kendilerine biat ettiriyorlar.
Bu doğru bir yaklaşım değil vurgusunu yapıyor.
Evet önemli noktalara temas etti Bakan hanım.
Ben de bu gün enflasyonu ela alacağım.
Türkiye İstatistik Kurumu -TÜİK Eylül 2022 enflasyonunu açıkladı. Buna göre aylık fiyat
artışı %3,08 ve yıllık fiyat artışı da %83,45 oldu.
TÜİK’in açıkladığı enflasyon resmi veri olduğundan hem kamuda hem de özel sektörde temel
belirleyici oran kabul görmektedir.
Enflasyonun belirleyici olduğu en önemli unsur ise ücretlerin bu enflasyon çerçevesinde
oluşmasıdır.
TÜİK genel enflasyonu yıllık bazda %83,45 olarak açıklarken gıda enflasyonunu ise %92,37
olarak açıklamıştır.
Aşağıda gıda sektöründe tüketici (TÜFE) ve üretici (ÜFE) fiyat artışları grafiğini
göreceksiniz. Bu grafikte ilginç bir şey var: Yeni Ekonomi Modelinin başlaması ile ilginç
şekilde üreticilerde yaşanan gıda fiyat artışı tüketicilere yansıtılmamış görülüyor.
ÜFE-Gıda ile TÜFE-Gıda arasında her ay artan şekilde fark oluşuyor.
Eylül ayı itibari ile bu fark %26,1’e ulaşmış durumda. Veya şöyle izah edelim: Eğer gıda
sektöründe eskiden olduğu gibi aynı seyirde fiyatlar artsaydı TÜFE-Gıda enflasyonu %92,37
yerine %142,60 olacaktı.
Gerçek enflasyon ve gıda fiyatları karşılaştırmasını bir de Türk-İş’in açıkladığı “açlık ve
yoksulluk sınırı” verisinden gözlemliyoruz. Buna göre mutfak enflasyonu son bir yılda
%130,01 artış göstermiştir.
Aslında Türk-İş verisi ve TÜİK-ÜFE verisi birbiri ile oldukça uyumlu gerçekleşirken ne
hikmetse TÜİK-TÜFE’ye bu yansımamış.
İşin bir de İstanbul enflasyonu var. İstanbul Ticaret Odası “Geçinme Endeksi”ne göre
İstanbul’da son bir yılda genel fiyat artışı %107,42 olurken gıda fiyat artışı da %113,23 olarak
gerçekleşti.
***
TÜİK’in açıkladığı gıda fiyat endeksi nedense diğer ölçümlere göre en düşük kalmaktadır.
Oysa bu yıla kadar genellikle TÜİK gıda fiyatları üzerinde çok fazla tartışma yaşanmazdı.
Ama sanırız artık bu durumu da kaybetmiş olduk.
Zaten bugüne kadar çok fazla fark etmeyen İTO ve TÜİK ölçümlerinde de farkın 107,42’ye
83,45 olması bir şeyler ifade ediyor olmalı.
Bir ülkede fiyat değişimleri bu kadar keskin fark göstermemeli... Veya gösteremez.
YOKSULLUK - İŞSİZLİK
VE VAATLER
Enflasyon düşecek ücretler artacak...mış...
Evet ücretler artacak çünkü Türkiye’de çalışmak demek sadece açlığı gidermek demek oldu.
Sıkça tekrarlıyorum: Köleler bile beslenme ve barınmaya çalışıyordu ama şimdi ülkemizde
çalışanlar sadece açlığa çalışıyor. Kölelerin bile barınma hakkı vardı ama bizim çalışanlarda o
da yok.
Çünkü ortalama ücret ile açlık sınırı eşitlendi...(Haziran 2022 verisi)
***
Yoksulluk ve işsizlik konusunda da bir perde daha açılıyor. Temmuz ayında bayram tatili diye
sanayi üretimi düştü ama tam 694 bin kişi de işten çıkartıldı. Yani sanayi üretimindeki
düşüş öyle bayram tatilinden gelmedi.
Dış talep FED ve ECB’nin faiz artırımları ile yavaştan azalıyor. Bizim ekonomiyi ayakta
tutan ana damar zaten dış talepten geliyordu.
Şimdi bakalım ne yapacağız?
İstanbul Sanayi Odası-İSO imalat sanayi PMI Endeksini açıkladı. Durum hiç iç açıcı değil...
Rakamlar diyor ki: “Kırılgan talep koşulları ve enflasyonist baskılar, eylül ayında hem
üretim hem de yeni siparişlerde yavaşlamaya yol açan temel faktörler oldu.”
Yani işler iyi değil...
10 sektörün tamamı yeni siparişlerde yavaşlama kaydetmiş. Düşüşün en sert yaşandığı
sektör ise tekstil olmuş. Yeni siparişlerdeki zayıflık çoğu sektörde üretimin azalmasına
yol açmış.
***
Yeni Ekonomi Modeli ile uçacağız, şahlanacağız söylemlerine bakalım ne açıklama
getirecekler.
Ülke ekonomisini yoksulluk ve işsizlik girdabına sokup günahı hangi dış güçler bahanesi
ile yok etmeye çalışacaklar...
Bekleyip görelim...