İstanbullular, kapısına kadar geniş polis dayanağı, mesafe operasyonuyla hukuksuz bir biçimde içeriden alınan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na sahip çıkmayı sürdürdü. Vatandaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in davetiyle, iftarın ardından İBB girişindeki caddeyi ve bitişiğindeki parkı, ikinci günde de hınç doldurdu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte Tekirdağ (Candan Yüceer), Aydın (Özlem Çerçioğlu), Eskişehir (Ayşe Ünlüce), Bursa (Mustafa Bozbey), Adana (Zeydan Karalar) ve Mersin (Vahap Seçer) Büyükşehir Belediye Başkanları da İmamoğlu'na destek için alandaydı. Vatandaşları İBB balkonundan selamlayan İmamoğlu'nun eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu ve oğlu Selim İmamoğlu büyük alkış aldı.
ÖZEL VE YAVAŞ'TAN POLİSİN GAZLI MÜDAHALESİNE TEPKİ
Farklı partilere, STK'lara, sendikalara üye temsilcilerden ve çoğunluk gençlerden oluşan kalabalık, İmamoğlu'na destek sloganları atılırken, iktidardan istifaya çağrıldı. “Diktatör Erdoğan”, “diplomasız Erdoğan”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganlarını atanan, soğuk iklime rağmen değişim alanından ayrılmadı. İBB'nin karşısındaki Saraçhane Parkı'nda konuşulan güvenlik güçlerinin, zaman zaman gazlı müdahalede bulunduklarına hem Özel hem de Yavaş tepki gösterdi. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'in İstanbul Valisi Davut Gül'den “Gaz sıkılmaz” güvencesi çalışmalarının ardından uzlaşma sorunsuz devam etti.
ÖZEL: “BUNDA SONRA SOKAKLARDAYIZ, MEYDANLARDAYIZ”
TBB ve İBB Başkanı İmamoğlu'nun gözaltındaki ikinci büyüyen Saraçhane'de öğrendiği halk buluşmasında konuşan Özel, özetle şunları söyledi:
"Ekrem İmamoğlu'nun yoldaşları, yol arkadaşları var. Burada iyi insanlar, sıradan insanlar var. Pırlanta gibi insanlar var. Türkiye'nin umudu var. Bundan sonraki süreçte kimse Cumhuriyet Halk Partisi'nden salonlarda, binalarda siyaset beklemesin. Bundan sonra sokaklardayız, meydanlardayız. Bugün Şişli Belediyesi'ne gittik. Şişli Belediyemiz Resul Emrah Şahan'ın yolu ile, emekçilerle bir ben burada Şişli Belediye Başkanımız Resul Emrah Şahan'a selamlar olsun. Resul Emrah Şahan, Cumhuriyet Halk Partisi'nin yetiştirdiği bir. Çok kaliteli, çok çalışan bir bürokratken Şişli Belediyesi'ne büyük oyla, büyük bir teveccühle seçildi. Ben Resul Başkan'a bakınca, sadece bir ilçe belediyesi değil, bu ülkenin en güzel işini yapacağı çok etkili bir siyasetçiyi hedefliyor. batıdaki Kürtlerin, yerel belediyelerde temsiliyetini sağlıyoruz. Buradan ayrılmış üyeler. Batıdaki Kürtler, yerli Türkler gibi, Lazlar gibi, Çerkezler gibi, batıdaki Aleviler, Sünniler gibi tam ve eşit haklara sahiptir. Resul Emrah Şahan onların temsiliyet hakkını verdiyse helal olsun.”
“HEP BİRLİKTE BUNU BAŞARDIK”
“Ancak dedikleri şu: 'Siz kent uzlaşısı geçtiniz.' Bu isim, DEM Parti'nin kullandığı bir niteleme. Kendi seçimlerinin kazanamadıkları, kente hizmet teslimine inandıkları, kente katkı sağlayacağına inandıkları, temiz yönetileceklerine inandıkları kararlarda birleşmek üzere birleşmek üzere. Biz de bunu 'İstanbul ittifakı' olarak nitelendirdik ve uyguladık. Şöyle söyledi: İstanbul'un sosyal demokratları, muhafazakar demokratları, milliyetçi demokratları, Kürt demokratları, bütün demokratları bir araya gelecek; İstanbul'u kazanacaksınız. İşte biz hep birlikte bunu başardık. Hepsine minnettarız, rejimin arkasındayız. Saraçhane'den, şu anda bizi Şişli'de izliyoruz, binlere bir selam yolluyoruz. Hep birlikte haykırıyoruz: Emrah Şahan yalnız değil. Yarın sabah saat 11.00'de Beylikdüzü Belediyesi'nde görüşeceğiz. Mehmet Murat Çalık Başkan'ın yol arkadaşlarını selamlayacak, onlara hitap edecek ve birlikte haykıracağız: Mehmet Murat Çalık yalnız değil. Buradan Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat'ı, Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer'i, Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler'i saygıyla selamlıyoruz. onları sesleniyoruz. Sizi. Sonuna kadar yanındayız, arkanızdayız.”
“HAZIMSIZLAR BÜYÜK BİR KUMPAS KURDULAR”
“Yıllar önce İstanbul'un oyunu vardı, özgürdü, bu İstanbul'a hizmet etmiş ama artık seçim kazanamayacağı bir kişinin bugün hezeyanlarıyla, gerçek haksız ve hukuksuz talimatlarla karşı karşıyaydık. İstanbul'da kimsesizler evde yetinemeyen, düşük gelirliyi kent lokantalarında ağırlayan, yeni doğan bebek 'Hoş geldin bebek' diye karşılayan, başarısız anneyi Anne Kart ile yerdelayan Ekrem adresimize karşı hazımsızlar, bir kumpas kurdular. Ama burada herkes bilsin ki; Ekrem Başkan ne Yolsuzluğa bulaşır ne de terörle ilgilenir. Tayyip Erdoğan, sıkışınca FETÖ'cülere kendi Genelkurmay Başkanı'nı 'terörist' ilan etmiş, yıllar sonra da 'Milli ordumuza kumpas kurdular' demiş biridir. O yüzden 'Tayyip Erdoğan dedi' diye Ekrem İmamoğlu gibi vatanını, milletini yedi, aklını kendi evladından ayrı görmeyen, okuyanlı, çalışkan, namuslu bir takiptan ne çıkar ne yolsuz ne terörist çıkar.
“ERDOĞAN KORKMAYA DEVAM ET, ARTIK SOKAKLARDAYIZ”
Ey Recep Tayyip Erdoğan; sen, en çok meydanlardan korkuyorsun, bu akşam Saraçhane'yi görüyor musun? Kırıptan, yakıp ağlamadan, durmaktan sokaklar bizimdir.Bana diyorlar ki sokak mı yapıyorsunuz? Evet, evet. Biz, fuardayız Önce bu gerçekleşir. bir teşekkür edeyim. Dün tarihin en büyük gece, akşam toplantımızı gerçekleştirdiğimizde, bu meydan bu kadar doluyken dün akşam dağılırken boyutu şunu söyledim. 'Ekrem Başkan'ın arkasında durmaya, iradenizin arkasında durmaya devam edip, çağrıldığınızda sel olup akacak, yine meydanlara koşacak mısınız?' dedim, söz verdiniz ve geldiniz.”
“ERDOĞAN BU MEYDANI, BU SOKAKLARI ŞEN DOLDURDUN”
“Tayyip Bey, korkuyorsun ve diyorsun ki 'Sokağa mı çağırıyorsun?' Tayyip Bey diyor ki, 'Meydanlara mı sesleniyorsun?' Evet. Tayyip Erdoğan bu meydanı, bu sokakları ben doldurdum. ve her şeyi göze alan o kahramana, Ekrem Başkanımıza bin selam olsun.”
“BİZ ASLA AYRI DÜŞMEYECEĞİZ”
"Ayrıca Cumhuriyet Halk Partililer birbirine düşerler, bölünürler, birbirine çelme çakarlar diye birileri bekleyedursun, Ekrem Başkan gibi, onun İstanbul'un gönlüne girdiği gibi, Ankara'da gönüllere giren, Ankara'nın sevgilisi, sevdalısı Mansur Yavaş Başkan da aramızda. Aramızdan su sızmıyor, ona da helal olsun. Biz asla ayrılmayacağız, biz ne Ekrem başkanı'ı yalnızız ne de hesaplara bakarız. Biz beraberiz, Türkiye'yi birlikte kurtaracağız. Ve şimdi hep birlikte yapmamız gereken bir şey var. O da dün söylediğim gibi, bundan sonra korku duvarları yıkıldı. Bugün burada 80 yaşında, 90 yaşında annem de var, 16 yaşında civa gibi delikanlılar, pırıl pırıl genç kadınlar da var. Ve buradan barikatları yıkanlara, 'Toplanamazsınız' dedikleri bu meydanda yüz binleri aşanlara helal olsun, helal olsun, helal olsun. Bundan sonra buradan bir kez daha sözleşelim. Hakkımızı almadan, Ekrem Başkan'ı kurtarmadan, İstanbul'un belediye başkanlarını özgürleştirmeden mücadeleyi bırakma yok. Söz mü? Söz mü? Söz mü? Bundan sonra onun çağrıldığımızda akın akın etmesi, meydanlara akmaya, sokaklara çıkması var mıyız? Var mıyız? İşte o zaman biz korkmayacağız, onları korkacaklar. Diktatörlerin, tek adamların meydanlarda dizleri titrer. Bugün siz korkmadınız ama korkuttunuz.”
“DEMOKRASİ, ADALET, HUKUK İSTEYEN, KORKMAYAN, HİÇ KİMSE EVDE OTURMAYACAK”
"Şimdi akşam yeniden bu meydanda buluşmaya, bu meydanda yine böyle bir tarihi toplantıyla sesimizi yükseltmeye var mıyız? Ayrıca Ekrem Başkan, kendisini ziyarete giden bütün avukatlarımıza ısrarla hatırlatıyor. İstanbul'un en önemli günü, Türkiye'nin en önemli gününe gelmek Pazar günüdür. Pazar gününü isteyen, adalet isteyen, hukuk isteyen, korkmayan, hiç kimse evde oturmayacak. Pazar günü tüm Türkiye'de sokaklarda mıyız? Pazar günü 1 milyon 750 bin Cumhuriyet Halk Partili, 973 ilçede Pazar günü sadece Cumhuriyet Halk Partililerin günü ortaya çıkacak, CHP'li olmayanlar, oynlar de bizim CHP sandığının yanında bir de dayanışmacı olabilecekler. Benim size çağrım var. Eşinizi, dostunuzu, komşunuzu alın. Onu teşvik edin, sandığa kadar grubu edinin. Söz mü? Pazar günü tüm Cumhuriyet Halk Partilileri sandığa koşmaya, tüm Cumhuriyet Halk Partililerinin yanında tüm demokratları, sosyal demokratları, milliyetçi demokratları, mutlaka ve mutlaka Kürt demokratları sandıklara, dayanışmaya davet ediyorum. Gelin, tarihe geçin.”
“GENÇLERDEN ELİNİZİ ÇEKECEKSİNİZ”
"Bugün burada gençlerin azmine, kararlılığına karşı ilk baştaki o olumsuzluklar yine gençlerin, sizlerin, bizlerin kararlılığıyla durdu. Ancak Ankara'da ve ODTÜ'de gençlere müdahaleler. Ankara polisine ve Ankara Valisi'ne, Sayın İçişleri Bakanlığı'na sesleniyorum. Bu kitle, bu şekilde savaşmak istemiyor, kıracak ister. Bu kitle barışmak ister, ister. Bu gençlere saldırmak, kanunsuz emirlerle polisimizi ve gencimizi karşıdan karşıya geçmekten korkmuyorsunuz. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bundan sonra gençlerle, üyelerle, demokratlarla yürünecek yoldayız, yürüyeceğiz. O da olacak, o da olacak. Ekrem Başkan seçimlerde Saraçhane'yi İstanbullulardan emanet aldı. O gözaltında ve İstanbul'un iradesinin gözaltında. Biz öncelikle İstanbul'un emanetine, Saraçhane'ye kadar sahip çıkacağız. Birileri bizi bu meydandan boşaltmak, Ekrem Başkan'ın yetkili yetkisine kayyum atamak, burada tekrar kendi atamalarını yapmak istemiyor. Teslim olmayız. Buradan Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum. Aklını başına al. Millet bu görevi Ekrem Başkan'a verdi ve sana 'Bu binadan uzak dur' dedi. Milletten almadığı yetkiyi, kayyumla çalışmaya çalışırsan biz İstanbul'un iradesini sana teslim etmeyeceğiz. Boyut söz verir. Hep birlikte Ekrem Başkan'la beraber, kol kola, omuz omuza, elbette Taksim'i de geri alacağız.”
“GELECEĞİN CUMHURBAŞKANINI SEÇMEYE HAZIR MIYIZ?”
Bundan sonra bize kötü yapanlara karşı omuza, meydanlarda olmaya, sokaklarda olmayan, incitmemeye, taşkınlık yapmamaya ama aslanlar gibi söke söke almaya var mıyız? Size helal olsun. Tayyip Bey şu anda giremeyen arkadakileri bulsa miting yapacak. Siz güçlüyüz, biz güçlüyüz. Korksunlar. Biz 'Korkma' diye korunacağız. Tayyip Bey görüyor musun? Kötülüğün nasıl doldurulduğu meydanları., binler, yüz binler sana sesleniyor, istifa ediyor. Sizler bir kararlılığın, bir inancın, bir Mücadelenin, milletten çıkmanın ve haklı gücün gücünü taşıyorsunuz. Oysa karşınızdakiler suçluluğun telaşı içindeler. Hiç acele etmemeliler. Biz geliyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi geliyor, Ekrem İmamoğlu geliyor, iktidar geliyor. genişleme kadar kötü yapsın. genişleme kadar nezarethaneye atsın, hapse atsın. Ekrem Başkan'ın bir inancının, bir kararlılığın, bir mücadelenin neferidir. Bir Ekrem gider, işte böyle yüzbinlerce Ekrem gelir.
“HALKIN PARTİSİYİZ, HALKIN YANINDAYIZ”
"Ekrem Başkan'ın otobüslerine da tüm Türkiye'deki yoldaşlarına da Saraçhane'deki yoldaşlarına da bin selam olsun. Onun için iki gözü var, Ekrem İmamoğlu'nun değerli eşini ve iki yanını alarak hep birlikte sesleniyor. Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Yarın buluşuyoruz, Pazar buluşuyoruz. Hep birlikte Ekrem Başkan'a sahip çıkıyoruz. Sizi.”
YAVAŞ: “BİZ BURADAYIZ, DİMDİK AYAKTAYIZ”
“Milletin iradesine sahip çıkıyoruz” odaklı buluşmada ilk konuşma Yavaş yaptı.
"Haksız bir şekilde alınan Ekrem Başkan'a destek olmak, İstanbul'da gücüne biz de sahip çıkmak için, 15 belediye başkanımızla birlikte bugün buradayız" diyen İmamoğlu, konuşmasına Mustafa Kemal Atatürk'ün "Arkadaşlar, giden Toros dağlarına bakın. Eğer orada bir yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu iyi biliniz ki, bu dünyada hiçbir güç ve gücü asla yenemez" sözleriyle başladı. CHP'nin bu anlayışla 102 ülkede sahipsiz bırakmadığının çizen Yavaş, "Bugün de CHP'yle birlikte bu ülkede, bu ülkenin geleceğine, gençlerine, çocuklara ve iradelerine sahip olan bütün yurttaşlarımıza burada şükranlarımızı sunuyorum.
“EKREM İMAMOĞLU'NUN HAKKINI SAVUNMAK, ONA OY VEREN MİLYONLARIN OYUNA, İRADESİNE SAHİP ÇIKMAK İÇİN BURADAYIZ”
Saraçhane'de tüm Türkiye olarak toplandıklarını kaydeden Yavaş, şunları söyledi:
"Demokrasiye, laik ve sosyal hukuk devletine sahip olmak için buradayız. Anayasamıza sahip çıkmak, onun gücünü sağlamak için buradayız. Anayasada seçim bulunan ve herkesin özgürlüğü için herkesin kullanabilmesi için buradayız. Milli iradenin üzerinde hiçbir gücün canlılığını haykırmak için buradayız. Ekrem İmamoğlu'nun parayı savunmak, ona oy veren milyonlarca oyunun, gücü olana sahip olmak için buradayız. İsmail Saymaz gazetecilik yapsın, canımız olsun diye buradayız. Gencecik, 'Mustafa Kemal Atatürk'ün Askerlerimiz diyen Atatürkçü teğmenlerin hakkını yenelim, kahraman Türk ordusuna komutanlık yapsınlar diye buradayız.
“HUKUKSUZLUĞA SESSİZ KALAN ZULME ORTAK OLUR”
"Adaletin olmadığı yerde hukuk olmaz" diyen Yavaş, "Hukuksuzluğa sessizliğe kalan ise, zulme olur. Bugün yaşanan adaletsizlikler, yalnızca belli bir kesim değil, tüm çocuklara ilgidir. Bir kişiye yapılan haksızlık, tüm yapılanlar dikkate alınmıştır. Bu nedenle adil olmayan susan dilsizlerden geçmeyecek. Doğru duvarlar olmayacak, hak yerini yeniden" diyen Yavaş, "Sevgili İstanbullular, demokrasi ve hukuk, insanlar için hava gibi, su gibi bir şeydir. Hukuk olmayınca, insanlar Nefessiz kalıyorlar, hukuka bağlı kalıyorlar, devleti adil kılan, hukuka bağlı kalmaktır. O halde ona da selam olsun. Anayasa Mahkemesi'nin kararına rağmen seçilmiş bir milletvekili olan Can Atalay, halen cezaevinde bulunuyor. Bu iki örnek bile, hukuksal unsurlardan uzaklaştığımızın en büyük göstergesidir” şeklinde konuştu.
“MASUMİYET KARİNESİ AYAKLAR ALTINA ALINMIŞ DURUMDA”
Bugün yaşanan hukukların yalnızca adaleti değil, ekonomiyi de derinden sarstığına vurgu yapan Yavaş, “Dün, bir her şeyin yüzde 10 değer kaybettiği bir ülke haline geliyoruz. Demokrasiyi savunmak, bu ülkelerde yaşayan herkesin ortak sorumluluğu haline gelmiş. Televizyonlarda 'Kim Cumhurbaşkanlığı' tartışması yapılıyor. Oysa ki, kavgası içindeydik; bu ülkede, adaletle, hukukla yeniden inşa etme mücadelesi veriyordu;
“EKREM BAŞKAN EN KISA ZAMANDA ARAMİZA KATILACAK”
CHP'lilerin, cumhurbaşkanı adayını seçmek için 23 Mart'ta sandığa gideceğini hatırlatan Yavaş, "Oylarımızla demokrasimize sahip olacak, halkın iradesini hiçe sayan anlayışa karşı gücümüzü olacağınız. Demokrasinin, güçler ayrılığına ve hukuka dayanabilir. Gerçek bir adalet, bunun ve bağımsız yargıyla mümkündür. da yolu, güçlü bir parlamenter sistemdir. Güçler ayrı ayrı yargıladığını tam olarak başarabildiği bir sistem, bu kurtuluş özgürlüğüdür. Cumhurbaşkanlığı sistemi, Biz, buradayız. Ekrem Başkan en kısa zamanda aramıza katılacak ve bu büyük Türk milleti olarak, Türkiye'yi hak ettiği yere hep birlikte taşıyacağız. Demokrasi ve hukuk düzeni, çağdaş zamanlarda yeniden inşa ediliyor” diye konuştu.
“TÜRK MİLLETİ BUNU DAHA ÖNCE DE YAPTI”
“Buna inandı; Türk milleti bunu daha önce yaptı” diyen Yavaş, konuşmasını, içinde usta şair Nazım Hikmet'in “Davet” şiirinin de olduğu şu sözlerle noktaladı:
"En umutsuzu anımızda, küllerimizden doğan Anka kuşu gibi, bu ülkede yoktan var olduğu, bölgemizdeki, yüreğimizdeki ülke sevdasının hiç bitmediği umut ile Türkiye'mize sahip çıktığımız. Onu; onurlu, huzurlu ve mutlu insanların ülke konumunda tekrar bekliyoruz. Buna Ekrem Başkan da herkesin, herkesin mutlu olduğu.
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi devam ediyor
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapılarının, bir daha açılması,
yok edin insanın insan kulluğunu,
bu davet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizi...
Sevgili milletim, televizyonlarının başında bizi izleyenler binler'de; her şey çok güzel olacak, her şey çok güzel olacak, her şey çok güzel olacak. Ve hep birlikte çok güzel günlerde buluşacağız. İnşallah başaracağız, başaracağız, başaracağız.”
Konuşmaların sonunda Özel, Yavaş ve beraberlerindeki heyet, coşkulu bir şekilde Ekrem İmamoğlu'nun ailesiyle birlikte selamladı.